önce

Turkish-English Translation

  1. before
  2. ago
  3. at first
  4. Adverb initially
  5. since
  6. past
  7. first
  8. ere
  9. primo
  10. ante
  11. notion and protest
  12. for starters
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

baskı öncesi
prepress Information Technology
borsa açılışı öncesi
bc hours
borsa açılışı öncesi
before hours
doğum öncesi
antenatal
doğum öncesi
prenatal Adjective, Reproduction
evlilik öncesi
premarital Adjective
evlilik öncesi
prenuptial
firmalar arası birleşme öncesi
preacquisition
okul öncesi
preschool Noun, Education-Training
satış öncesi
presale
tarih öncesi
prehistory
vergi öncesi
pretax
yaklaşım öncesi
pre approach
yayın öncesi
pre-roll Adjective, Advertising
yemek öncesi
preprandial
(borsa) borsa açılmadan önce
before hours
(sinemada) bir filmin yapımından önce
unit publicist
(yiyecekler) satışa sunulmadan önce
oven ready
...'den hemen önce
shortly before ... Adverb
...'den kısa bir süre önce
shortly before ... Adverb
...'den önce
prior to ...
…den önce
prior to … Adverb
…den önce
preliminary to … Adverb
akşam yemeğinden önce
precibal
az önce
barely Adverb
baskıya girmeden önce
before going to press
bir an önce
at the earliest possible date
bir an önce
at your earliest convenience Adverb
bir an önce
as soon as possible
bir an önce
promptly Adverb
bir sözleşmenin yazılmasından önce
blank signature
bir süre önce
recently Adverb
Biraz önce
A short while ago,
birkaç gün önce
the other d
birkaç gün önce
a few days ago
birşeyden önce
previous to something Adverb
çok önce
since
daha önce
formerly Adverb
daha önce
previously Adverb
dava açılmadan önce
ante litem motam
dava soruşturmasından önce
before suit was brought
davadan önce
ante litem
doğumdan önce
antenatal
duruşmadan önce
ante litem contestatem
evlilikten önce
antenuptial
evlilikten önce
anteneptual
hepsinden önce
above all Adverb
her şeyden önce
pre eminently
her şeyden önce
first and foremost
her şeyden önce
ante omnia
herşeyden önce
above all Adverb
ilk önce
for one thing
ilk önce
in the first instance
ilk önce
firstly Adverb
ilk önce
originally Adverb
ilk önce
initially Adverb
kısa süre önce
recently Adverb
milattan önce
before common era (BCE) Adverb
milat'tan önce
before Christ (B . C
mutabık kalınan zamandan önce
ahead of schedule
öğleden önce
a.m. (ante meridiem)
öğleden önce
morning
öğleden önce
ante meridien
ölmeden (hemen) önce
ante mortem
ölümden az önce
preagunal
savaştan önce
ante bellum
sondan bir önce
last but one
sondan bir önce
second last
tayininden önce
prior to his appointment
uzun zaman önce
olden
uzun zaman önce
way back
vadesinden önce
before (prior to) maturity
vadesinden önce
prior to maturity
vergiler düşmeden önce
prior to deduction of taxes
vergiler kesilmeden önce
prior to deduction of taxes
vergiler kesilmeden önce
before taxes
yola çıkmadan önce
prior to my departure
zamanı dolmadan önce
in
zamanından önce
prematurely Adverb
önce çıkarılmış
conversion stock
önce faydalanan kişi
prior user
önce geçiş hakkı olmak
to have the right of way Verb
önce gelen
preceding
önce gelen
antecedent
önce gelen hizmeti önce görür esası
first come , first served basis
önce gelen karakterler
leading characters Noun, Information Technology
önce gelen şart
precedent condition
önce gelenler
antecedents Noun
önce gelme
precedence
önce gelmek
to go before Verb
önce gelmek
to antecede Verb
önce gelmek
to take precedence Verb
önce gelmek
to predate Verb
önce gelmek
to take preference Verb
önce kazanılmış hak
antecedent debt
önce kazanılmış hak
antecedent right
önce ki fiil
ante factum
önce ki gün
the day before
önce ki konuşmacı
preceding speaker
önce ki madde
preceding article
önce olanlar
antecedents Noun
önce satın alma hakkı
right of preemption
önce satın alma hakkı
right of anticipation
önce siz buyrun
sir
önce vuku bulmak
to precede Verb
önce yer alan
pro
önce yer alma
precedence
(birinden) önce ölmek
to predecease Verb
ayrılmadan önce içilen son içki
one for the road
ayrıntılı müzakerelerden önce söylenen fiyat
arm's length market price
başkasından önce ele geçirmek
to preoccupy Verb
bay (soyadından önce kullanılır
mr
bedeli vadesinden önce ödenen senet
anticipated bill
bir an önce cevap
early answer
bir borcu vadesinden önce ödemek
to return a loan ahead of schedule Verb
bir senedi vadesinden önce ödemek
to anticipate a bill Verb
bir şeye ilk önce girişmek
to give an impulse to sth Verb
bir talebin vaktinden önce yapılması
anticipation of demand
birinden önce davranmak
to get in ahead of sb Verb
birinden önce gelen kimse
predecessor
birinden önce terfi ettirilmek
to be promoted over sb's head Verb
birini daha önce görmüş olmak
to see someone around Verb
birşeyde birinden önce davranmak
to beat someone to something Verb
birşeyi birinden önce yapmak
to beat someone to something Verb
birşeyi yapmadan önce düşünmek
to look before you leap Verb
boks maçından önce tartılmak
to weigh in Verb
Bunu daha önce konuşmuştuk.
We've been through this.
daha önce çıkan cilt
back volume
daha önce de belirtildiği üzere
as explained before Adverb
daha önce gelmiş olan
former
davadan önce avukatın gönderdiği mektup
letter before action
'den önce gelmek
to take precedence over Verb
'den önce gelmek
to rank before Verb
duruşmadan önce veya sonra
amendment to conform to proofs
evlenmeden önce hamile kalma
antenuptial conception
evlenmelerinden önce doğan çocuk
special bastard
evlilikten önce yapılan anlaşma
antenuptial settlement
hakimlerin karardan önce yaptıkları görüşme
advisement
her şeyden önce güvenlik
safety first
herkesten önce ele geçirmek
to bag Verb
herkesten önce gelmek
to take precedence over all others Verb
herkesten önce satın alma hakkı
pre emption
herkesten önce satın alma hakkı
pre emption right
Herşeyden önce,
First of all,
iflastan önce yapılan borçlar
debt contracted before bankruptcy
ilk önce açılan dava
junior writ
işlemeden önce günleme
bc look journalizing
kendinden önce gelenlerle ilgili
downward
menfaatte sırada önce gelen kişi
predecessor in interest
ödemeden önce hesabı kabartmak
to run Verb
ölmeden önce son talep
dying request
pişirmeden önce etin
lard
reşit olmadan önce yapılan borçlar
debt contracted during infancy
rütbe ce ...'den önce gelmek
to rank before Verb
sahneye önce çıkıp seyirciyi hazırlamak
to warm up Verb
sahneye önce çıkmak
to warm up for Verb
sayfa bağlamadan önce verilen prova
galley proof
sayfa bağlanmadan önce verilen prova
galley proof
senedin vadesinden önce takdimi
pre presentment
senedin vadesinden önce takdimi
pre-presentment
sırada önce olan ipotek
senior mortgage
tahakkuktan önce ödenen
advance
tereyağından önce silahlar
guns before butter Noun
terhisten önce verilen son izin
terminal leave
teslimat 28 günden önce yapılmayacaktır
allow 28 days for delivery
tüketilmek üzere hazırlanmasından önce kısmen
convenience food
vadeden önce muacceliyet kesbetmesi
acceleration maturity
vadesinden önce amortisman
anticipated redemption
vadesinden önce beklenen ödeme
anticipated payment
vadesinden önce geri ödeme
redemption before due date
vadesinden önce geri ödeme
premature repayment
vadesinden önce ödemek
to anticipate payment Verb
vadesinden önce ödemek
to pay before maturity Verb
vadesinden önce ödenebilir
payable beforehand
vadesinden önce ödenen akseptans
rebated acceptance
vadesinden önce ödenen senet
anticipated bill of exchange
vaktinden önce alınan karar
premature decision
vaktinden önce emekliye ayrılma
premature retirement
vaktinden önce feshedilemeyen yararlanma hakkı
absolute estate
vaktinden önce gelişmiş
precocious Adjective
vaktinden önce poliçe keşidesi
anticipatory drawing of a draft Noun
vaktinden önce yazılmış rapor
premature report
yapmadan önce günleme
bc look journalizing
yaş haddinden önce emekliye ayrılmak
to retire under the age limit Verb
zamanından önce doğmuş olmak
to be born before one's time Verb
zamanından önce harekete geçmek
to jump to the gun Verb
zamanından önce meydana getirmek
to precipitate Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. İçinde bulunulan ... zamanda, evvel
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.