öven

beehive oven

beehive ile ayni anlama gelir. kok fırını.

built-in oven

ankastre fırın Noun, Food-Kitchen

bunn in the oven

(mizah) çocuk beklemek, gebe/hâmile olmak.

coke oven

fırın

dry something in an oven or kiln

fırınlamak Verb

drying oven

etüv

Dutch oven

Hollanda güveci: ağır ateşte et vb. pişirmeye mahsus kapağı sıkıca kapanan kalın çeperli kap. Noun

Dutch oven

ateşin önünde et pişirmeye mahsus önü açık madenî kap. Noun

Dutch oven

Hollanda fırını: duvarları önceden ısıtılmış tuğlalı fırın. Noun

electric oven

elektrik fırını. 15.
electric ray
: zool. torpil balığı, uyuşturan balık
(Torpedinidae):

gas oven

gaz fırını

glass oven

cam fırını

hot from the oven

fırından yeni çıkmış sıcak sıcak

Manufacture of coke oven products (NACE code: C19.1)

Kok fırını ürünlerinin imalatı (NACE kodu: 19.1) Noun, Trades-Professions

Manufacture of coke oven products (NACE code: C19.1.0)

Kok fırını ürünlerinin imalatı (NACE kodu: 19.10) Noun, Trades-Professions

microwave oven

minidalga fırını.

oven

fırın.
oven proof: fırına dayanır.
oven-ready: fırına hazır.
ovenlike: fırın gibi. Noun

oven glove

fırın eldiveni Noun, Food-Kitchen

oven mitt

mutfak eldiveni Food-Kitchen

oven mitt

fırın eldiveni Noun, Food-Kitchen

oven ready

fırında pişirilmek üzere hazırlanmış

oven ready

(yiyecekler) satışa sunulmadan önce

put something in the oven to bake

fırınlamak Verb

slow oven

ağır ateşle pişiren fırın, az sıcak fırın. Noun

toaster oven

mini fırın Noun, Food-Kitchen