English Turkish Phrases

ı am very forgetful
her şeyi unutuyorum
...'i nemalandırmak
to invest ... (in an interest-bearing instrument) Verb, Banking
for aught I know
bildiğim kadarıyla
G.I.
asker, er, eski Amerikan askeri/neferi.
G.I.
askerî disiplin ve usule çok bağlı.
A sergeant who was more GI than anyone. A captain who is very GI.
G.I.
askerî, asker+, askere mahsus.
GI shoes: asker ayakkabısı, postal.
G.I.
askerî yönetmeliğe/usullere uygun.
a GI haircut: asker traşı.
G.I.
erler/askerler ile ilgili, onlara ait.
G.I.
(askerî teftişe hazırlık olarak) temizlemek.
G.I.
hükümetin sağladığı/dağıttığı/çıkardığı malzeme/bono vb. (Askere dağıtılan üniforma gibi).
H.I.
: Havai Adaları.
How should I know?
Ne bileyim?
How would I know?
Ne bileyim?
i
sanal sayı birimi, ê-1.
I
ben.

I am your friend. I will see you tomorrow. İyelik hali:
my = benim.
mine:
benimki. Nesnel hali:
me = beni, bana, benden. Çoğulu:
we = biz. İyelik hali:
our = bizim.
ours: bizimki. Nesnel hali:
us = bizi, bize, bizden.
NOT: I zamiri bir edat ya da fiilin nesnesi olduğu zaman bunun nesnel hali olan
me kullanılır:

Between you and me: Aramızda (Seninle benim aramda). Konuşmada
“Between you and I.” dendiği vaki ise de bu doğru değildir.
Pronoun
I
ben, kendim.
His talk was full of I's. Noun
I
benlik, şahsiyet, ego. Noun, Philosophy
I
iyot Noun, Chemistry
I accept it
kabul
I agree
kabul
I am what I am.
Neysem oyum.
I anticipated as much
bunun böyle olacağını biliyordum
I beg your pardon
affınızı rica ederim
I believe I'm right
galiba haklıyım
I bet
(a) eminim, hiç şüphe(m) yok.
I bet it will rain tomorrow. I bet you're wrong about that. (b)
istihza için) orası şüpheli, o(rası) pek belli olmaz, … görelim/görüşürüz.
“I'll do it tomorrow.” “I bet you will!” “Onu yarın yaparım.” “Orası biraz şüpheli (veya: yap da görelim).”
I bet.
Belli.
I blush for him
onun namına utanıyorum
I dare you!
Hodri meydan!
I daresay,
Zannedersem,
I daresay,
Sanırım,
I did what I could.
Elimden geleni yaptım.
I don't care
umurumda değil
I fear
korkarım ki, maalesef, yazık ki.
I fear we'll be late: Korkarım geç kalacağız.
“Is he very
ill?” “I fear so”: “Çok mu hasta?” “Maalesef öyle.”
I guess.
Sanırım.
I guess.
Galiba.
I had no choice.
Mecburdum.
I have a headache
başım ağrıyor
I hope,
Umarım,
I mean
yani
I mean,
Yani,
I myself
benim yönümden
I myself
bana göre
I say
Sahi mi? öyle mi? ya! Deme Allahaşkına, deme yahu!
"My son is ill today." "I say! I'm sorry to hear
that": "Oğlum bugün hasta." "Öyle mi? Buna üzüldüm. Geçmiş olsun!" (b) bak(ın), dinle(yin) (dikkati çekmek için söze başlarken kullanılır).
I say, I've just had a wonderful idea: Bakın, aklıma fevkalâde bir fikir geldi.
I think I'm gonna be sick.
Kusacağım galiba.
I think I'm gonna be sick.
Midem bulanıyor.
I think,
Sanırım,
I was meant for ....
Ben ... için yaratılmışım.
I wonder
acaba
I, i
İngilizce alfabenin 9'uncu harfi. Noun
I, i
I sesi:
nice, big, ski 'deki gibi. Noun
I, i
I şeklinde herhangi bir şey. Noun
I, i
sırada 9'uncu olan. Noun
I, i
Romen rakamlarında 1 sayısı. Noun
I, i
İyod'un simgesi. Noun, Chemistry
i.e.
yani.
I.E.
= Indo European.
i.q.
, … in aynı/tıpkısı.
I.Q.
intelligence quotient Psychology
I.U.
immunizing unit.
I.U.
international unit
i.v.
increased value.
i.v.
initial velociry.
i.v.
intravenous.
i.v.
invoice value.
I/O
G/Ç Information Technology
I/O
Giriş/Çıkış Information Technology
I'd
I would.
I'd
I should.
I'd
I had.
if I were you
senin yerinde olsaydım Adverb
I'll
= I will, I shall.
I'll be damned if I will
Yaparsam kahrolayım = Vallahi yapmam.
I'll see what I can do.
Bir çözüm bulmaya çalışacağım.
I'll see what I can do.
İlgileneceğim.
I'm
= I am.
I'm afraid …
Korkarım … Adverb
I'm finished with ....
... defterini kapattım.
i'm not i'm you
sizi anlamıyorum
I'm sorry?
Ne dedin?
I'm sorry?
Nasıl?
I've
= I have.
Just what I wanted!
Tam istediğim şey!
R.I.
Kraliçe ve İmparatoriçe (=Regina et Imperatrix).
R.I.
Kral ve İmparator (Rex et Imperator).
R.I.
Rhode Island.
Rifa'i
Rufailik Proper Name, Religion-Faith
ruba'i
rubai Noun, Language-Literature
Shafi'i
Şafi Proper Name, Religion-Faith
shi'i
şii
v.i.
: geçişsiz eylem, gayri müteaddi fiil.
v.i.
aşağıya bakınız.
V.I.
Vancouver Island.
V.I.
Virgin Islands.
Who am I to ...?
...meye ne hakkım var?
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

I , ı
the twelveth letter of the Turkish alphabet
merci ı
person authorized to deal with official appeals
mevki ı
seat
mevki ı
class
mevki ı
point
mevki ı
locus
mevki ı
state
mevki ı
spot
son merci ı
the highest authority
...'i ...'in takdirine bırakmak
to leave ... to the discretion of ... Verb
...'i bırakmak
to let go of ... Verb
...'i geçersiz kılan
in derogation of ... Adjective, Law
...'i göreve çağırmak
to urge ... to take action Verb
...'i havalandırmak
to air out ... Verb
...'i kaçırmak
to miss out on ... Verb
...'i tartışmak
to deal with ... Verb
...'i yargılamak
to sit in judgment upon ... Verb
...'i yargılamak
to bring ... to trial Verb, Law
...'in ...'i aşan kısmı
the excess of ... over ... Noun, Mathematics
…i yakından takip etmek
to keep abreast of … Verb
…i zayıflatmak
to militate against … Verb
'ı almış bulunmak
to be in receipt of Verb
'ı yap
to have half a mind to do
itibari değeri genelde $ 100'ı aşmayan küçük kupürlü bonolar
baby books Noun
Küçük Ay'ı içeren burç
cynosure
sanayi ı firması
manufacturing firm
sorumluluğu ağır mevki I
burdensome office
zamanın …i
the then … Noun
...'i ... olarak muhasebeleştirmek
to account for ... as ... Verb, Accounting
...'i ...'e bildirmek
to communicate ... to ... Verb
...'i affettirmek
to make amends for ... Verb
...'i ateşe vermek
to set fire to ... Verb
...'i beğenmek
to be fond of ... Verb
...'i değerlendirmek
to take stock of ... Verb
...'i desteklemek
to be in support of ... Verb
...'i düelloya davet etmek
to throw down the gauntlet to ... Verb
...'i elde etmek
to get one's hands on ... Verb
...'i frenlemek
to hold back ... Verb
...'i geciktirmek
to be behind on ... Verb
...'i giderleştirmek
to write off ... Verb, Accounting
...'i giderleştirmek
to expense ... Verb, Accounting
...'i gölgelemek
to cast shadow on ... Verb
...'i görmezden gelmek
to remain blind to ... Verb
...'i görmezlikten gelmek
to remain blind to ... Verb
...'i gözler önüne sermek
to bring into sharp relief ... Verb
...'i gündeme getirmek
to throw into sharp relief ... Verb
...'i hayata geçirmek
to implement ... Verb
...'i incitmek
to cause offense to ... Verb
...'i karikatürize etmek
to caricature ... Verb
...'i karikatürleştirmek
to caricature ... Verb
...'i koyuvermek
to let go of ... Verb
...i kuşatmak
to lay siege to ... Verb, Military
...'i makyajlamak
to window-dress ... Verb
...'i onarmak
to make amends for ... Verb
...i önceden haber vermek
to give a heads up about ... Verb
...'i sallamamak
not to give a damn about ... Verb
...'i sevmek
to be fond of ... Verb
...'i siklememek
not to give a damn about ... Verb
...'i takmamak
not to give a damn about ... Verb
...'i tartmak
to take stock of ... Verb
...'i terketmek
to storm off ... Verb
...'i teslim almak
to take delivery of ... Verb
...'i umursamamak
not to give a damn about ... Verb
...'i yeniden tesis etmek
to restore ... Verb
…i çürütmek
to militate against … Verb
…i delirtmek
to throw … into a fit Verb
…i desteklemek
to militate for … Verb
…i güçlendirmek
to militate for … Verb
…i küçümsemek
to hold … in low esteem Verb
…i müteakiben
subsequent to … Adverb
…i önlemek
to obviate … Verb
…i reddetmek
to traverse … Verb
…i savunmak
to hold a brief for … Verb, Law
00001'i
pip
coğrafi mevki I
geographical position
cüz'i
foolish
def'i
exceptio Noun, Civil Law
devletçe güdümlü sanayi I
regimed industry
devrin …i
the then … Noun
dönemin …i
the then … Noun
fer'i
ancillary
'i doğurmak
to give birth to Verb
'i göz önünde tutarak
bearing in mind
I profil
I-beam Noun, Transport
I. Meşrutiyet
First Constitutional Era Proper Name, History
kat'i
direct
kat'i mizan
adjusted historical cost
merci I
place to which an official matter can be referred
mer'i
in force
mer'i
in effect
mer'i
valid
şer'i
Shari'a-compliant Adjective, Religion-Faith
şer'i hile
legal fiction
tahmin ...'i
predictive ... Noun
taşeronluk …i
subcontractual … Adjective
temel sanayi I
basic industry
üstün mevki I
(US) full position
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Fiilden isim yapma eki
  2. İsimden fiil yapma eki
  3. Latin asıllı ... birinci harfi
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.

i
Sonuna geldiği kelimelere “âit olan, ilgili, ... … niteliğinde olan” vb
i
Latin asıllı ... ikinci harfi
i
İyot elementinin sembolü
i
bk. –ı
i
bk. –ı–