ıt's

its
onun, kendisinin. (
it adılının iyelik hali).
The creature lifted its head. I like İstanbul
for its beauty. The group held its first meeting yesterday.
Pronoun
gömlek değiştirmek Verb
tadı kaçmak Verb
yanlama yanlamasına
İyilik yap, denize at (balık bilmezse hâlik bilir). Sentence
özelleşmek Verb
bütünüyle uygulamak Verb
... çalışmaları kapsamında Adverb
kıvamında
masraflar kendisine ait olmak üzere Adverb
masraflar kendisine ait olmak üzere Adverb
masrafları kendisine ait olmak üzere Adverb, Law
kıvamında
en kötü durumda
keyfine göre Adverb
amaçlarına ulaşmak Verb
son nefesini verir durumda olmak Verb
imalatı bozuk olmak Verb
fabrikasyon hatası olmak Verb
gazetede sansasyonel haber konusu olmak Verb
bitmek üzere olmak Verb
daha baştan batıl olmak Verb
(üretim) bitmek üzere olmak Verb
... olma yolunda ilerlemek Verb
dosyalanmak Verb
(çek) görünüşte normal tertip edilmiş olmak Verb
deneme uçuşu için programlanmak Verb
daha işin başında olmak Verb
başlangıçtan geçersiz olmak Verb
paha biçilmemek Verb
değeri ödenememek Verb
ilk kez önceki Mart ayının en yüksek noktasını aşmak Verb
bir şehri hâkimiyeti altına almak Verb
arkasından bela getirmek Verb
üretim çeşidini zenginleştirmek Verb
ürün çeşidini zenginleştirmek Verb
(ırmak) taşmak Verb
bir evi yıkıcı olarak satın almak Verb
evi yıkıcı olarak satın almak Verb
kendi hisselerini satın almak Verb
doğası gereği Noun
niteliği gereği
doğası gereği Noun
tabiatıyla
yedeklerini aktifleştirmek Verb
yüzüncü yıldönümünü kutlamak Verb
mali durumunu tasdik etmek Verb
defterleri kapatmak Verb
parti üyelerinden para toplamak Verb
bir sorunu bütün yönleriyle ele almak Verb
yükselmeye devam etmek Verb
uğradığı zararlardan zor duruma düşmüş
temettüsünü indirmek Verb
temettünü indirmek Verb
bir konuda taraf tutmadan karar vermek Verb
bir konu üzerinde değerine göre karar vermek Verb
fon teminini geciktirmek Verb
bir konu üzerinde değerine göre karar vermek Verb
bir iddiayı yersizliği yüzünden reddetmek Verb
sözcüğü bağlamından dışarı çıkarmak Verb
bir sözcüğü bağlamından dışarı çıkarmak Verb
demiri taramak Verb
bir memleketin servetini tüketmek Verb
Kaderin önüne geçilmez. Adjective
talih bir gün herkese güler/herkesin bir şans günü vardır.
bir iddianın gerçekliğini incelemek Verb
bir sorunu bütünüyle ele almak Verb
tesislerini genişletmek Verb
amacını gerçekleştirememek Verb
milletine güven duymak Verb
çevreye alışmak Verb
yardım gerekmeden bir işi başarmak Verb
çırpınmak Verb
kendi için
(iş hayatı) yeniden belini doğrultmak Verb
bir kanun tasarısını ikinci kez ele almak Verb
füzeyi hedefine yöneltmek Verb
bir füzeyi hedefine yöneltmek Verb
her şey yerli yerinde olmak Verb
arkasında getirmek Verb
beraberinde getirmek Verb
iş açısından en çok akşamları yoğun olmak Verb
seyrini takip etmek.
doruk noktasına erişmiş olmak Verb
polis tarafından izlenmek Verb
fiyatı değişmemek Verb
fiyatı sabit kalmak Verb
bütün cepheleriyle
bütün yanlarıyla
en geniş anlamıyla Adverb
bütünü ile, tümüyle, tamamen, eksiksiz, noksansız (olarak).
to fulfill an order in its entirety:
bir emri eksiksiz yerine getirmek.
şöyle böyle
oldukça
devlet yetkisine dayanarak
başlı başına Adverb
mevcut haliyle Adverb
onun zamanında
tesislerine yaptığı harcamalarını artırmak Verb
henüz gelişmekte olan sanayi
(bir kitabın) özeti
(borsa fiyatları) sabit olmak Verb
işleri oluruna bırakmak, özellikle iki kişinin dış etkilerden uzak sevişmesine göz yummak.
tadı tuzu kalmamak Verb
para arzını gevşetmek Verb
sönmek Verb
cilası gitmiş olmak Verb
çözülmek Verb
değerini kaybetmek Verb
değerinıkorumak Verb
değerini korumak Verb
...'e damgasını vurmak Verb
...'de iz bırakmak Verb
sonuna yaklaşmak Verb
re'sen, kendiliğinden Adverb, Law
arştan çıkmış.
kendi adına, kendi namına
bir ayakı çukurda olmak Verb
tek başına Adverb
re'sen Adverb
re'sen, kendiliğinden Adverb, Law
(a) son kertesinde, tahammülünün sonunda, çok bitkin halde.
I feel as if I am on my last legs, but
a swim should revive me. (b) ölüm halinde, ölmek üzere.
yatağından taşmak Verb
bütün borcunu itfa etmek Verb
on yılda kendini ödemek Verb
şubelerini dolaşmaya çıkmak Verb
kendi hatalarından mahvolmak Verb
bir sarayın hazinesini yağma etmek Verb
bir sarayın hazinesini yağma etmek Verb
doğruluğunu tetkik etmeden haber yaymak Verb
bir firmayı yeniden yoluna koymak Verb
güvenlik servislerini tam ikaz durumuna geçirmek Verb
bir şeyi bütün çıplaklığıyla göstermek Verb
varacağı yere varmak Verb
bir hikâyeyi baştan sona anlatmak Verb
kendi dış siyasetini saptamada serbest kalmak Verb
kasasını yeniden doldurmak Verb
eski durumuna koymak Verb
müşteriye karşı tutumunu yeniden ayarlamak Verb
ipka etmek Verb
kitabı yerine koymak Verb
bir kitabı yerine koymak Verb
bir şeyi sahibine iade iade etmek Verb
bir şeyi sahibine iade etmek Verb
suçu bütün çıplaklığıyla ortaya koymak Verb
suçu bütün çıplaklığıyla ortaya çıkarmak Verb
hisse senedi piyasasını temelinden sarsmak Verb
normal seyrini izlemek Verb
(hastalık, devlet işi, olaylar vb.) yolunda gitmek, doğal/tabiî seyrini takip etmek.
bir sorunu doğru açıdan görmek Verb
bir şeyin gerçek yüzünü görmek Verb
bir gerçeği bütün çıplaklığıyla görmek Verb
bir işi sonuna kadar götürmek Verb
net defter değerinden indirim yaparak satmak Verb
(firma) ziyana uğrayan bölümü satmak Verb
bono kırdırmak Verb
bütçeyi yeniden doğrultmak Verb
kurulduğu günden bu yana Adverb
kuruluşundan bu yana Adverb
faaliyet tabanını genişletmek Verb
tepinmek Verb
susta durmak Verb
hala emekleme döneminde Verb
üretimin bir kısmını başka fabrikalara yaptırmak Verb
ticari unvanı altında dava açmak Verb
olacağına varmak.
zehir etkisini gösterdi.
ırmağın taşması
Yılan deri değiştirir.
(hastalık) en ağır safhasında
(a) matlaşmak, donuklaşmak, cilâsını/parlaklığını yitirmek/kaybetmek, (b) ilginçliğini/çekiciliğini/cazibesini kaybetmek.
bir olayı kaynağına kadar izlemek Verb
toplumsal açıdan
hedefine isabet ettirememek Verb
verimini yükseltmek Verb
kuyruk sallamak Verb
(Br) kâr bırakmak Verb
sonuna yaklaşmak Verb
dolaşıp gitmek.
ilgili tüm masraflarla birlikte
yetkileri dahilinde, yetkisinin belirlediği sınırlar içinde
yetkileri dahilinde