i say

  1. Sahi mi? öyle mi? ya! Deme Allahaşkına, deme yahu!
    "My son is ill today." "I say! I'm sorry to hear
    that": "Oğlum bugün hasta." "Öyle mi? Buna üzüldüm. Geçmiş olsun!" (b) bak(ın), dinle(yin) (dikkati çekmek için söze başlarken kullanılır).
    I say, I've just had a wonderful idea: Bakın, aklıma fevkalâde bir fikir geldi.
kim diyeyim
hep söylediğim gibi Adverb
hep dediğim gibi Adverb
her zaman dediğim gibi Adverb
her zaman söylediğim gibi Adverb
demekten utanıyorum
belki, diyebilirim ki.
Sanırım,
Zannedersem,
Ne diyeceğimi bilemedim.
Çok üzgünüm ama ...
maatteessüf
zannetmem.
Evet, lütfen, zahmet olmazsa.
"Have another drink." "Well, I wouldn't say no."
maalesef, üzülerek söyleyeyim/söyleyelim ki … (Fena haber verirken kullanılır).
We regret to inform
you that you are to be dismissed next week: Maalesef gelecek hafta işinize son verilecek.
tabiri caizse Adverb
adeta Adverb
deyim yerindeyse Adverb
bunu söylemek bana düşmez ama … haddim olmayarak söyleyeyim ki.