anchor

  1. Noun, Construction ankraj
  2. Maritime Traffic demir
  3. Maritime Traffic lenger
  4. gemi demiri, çapa, lenger.
  5. köprü, duvar vb. cisimleri yıkılmadan sağlamca tutan düzen.
  6. güven, emniyet, dayanak, destek, kuvvet veren şey.
    Hope is his only anchor: Onun tek dayanağı ümittir.
  7. Military savunma hattının kilit noktası.
  8. Zoology deniz polipi vb. gibi hayvanların hareketine yarayan çapa biçiminde kanca.
  9. (bkz: anchorman ) (1).
  10. demirlemek, demir atmak.
  11. iyice tespit etmek, hareketsiz kılmak.
  12. anchorman ile ayni anlama gelir. bir spor takımında en son oynayan oyuncu.
demirlemiş, demir atmış.
The new liner is at anchor in the harbor.
bower ile ayni anlama gelir. gözdemiri: pruvada iki lenger çapadan biri.
demir atmak Verb
demirlemek, demir atmak.
They dropped anchor in a bay to escape the storm: Fırtınadan kaçınmak
için bir körfezde demirlediler.
demirleme Maritime Traffic
demir taramak/sürüklemek.
demiri taramak Verb
demir taramak Verb
açık deniz çapası. Noun
çıpayı denize atmak Verb, Maritime Traffic
demir atmak Verb, Maritime Traffic
fonda Maritime Traffic
beyzî süs, binaların cephelerini süslemek için yapılan yumurta ve kargı biçimli kabartma desen.
sal demir
yüzer çapa
deniz dibinde bir engele takılan çapa
demir almak Verb
helisel ankraj Noun, Construction
mahmuz buzu
tonoz demiri, ufak lenger.
rüzgâr altı tarafına atılan demir
demiri funda etmek.
demirli yatmak Verb
demirli/demirlemiş olmak.
gözdemiri Maritime Traffic
geminin limanda demirli yatması
mantar başlı çapa.
çapa Maritime Traffic
demir almak Verb
demirde yatmak Verb
deniz demiri
en büyük lenger.
(a)
den. ocaklık demiri, (b) son kurtuluş ümidi, en çok güvenilen kimse/şey.
demir almak Verb
yedek demir
emekli olmak.
fonda etmek Verb, Maritime Traffic
demir almak, demiri vira etmek.
We will weigh anchor at dawn: Şafak sökerken demir alacağız.
demir almak, vira etmek.
bir gemiyi demirlemek Verb
kimi deniz sigorta poliçelerinde sigorta şirketini kötü havada bulunamayan çapa ve zincirleri ödeme yükünden kurtaran madde
bağlama kolu
billboard ile ayni anlama gelir. çapa yatağı.
demir şamandırası
bucurgat
bağlama kelepçesi
saat maşası. Noun
demirleme yeri, demir atacak yer.
demirin tutması.
dip buzu
mahmuz buzu
TV veya radyo yayınını ya da programını koordine eden haber yayıncısı
bağlama plakası Noun
bağlama levhası Noun
demir atma noktası Noun, Information Technology
bağlama kazığı
kablonun tespit edildiği halka. Noun
halka: düzlemdeki kapalı bir eğrinin düzlem dışındaki bir eksen etrafında dönmek suretiyle oluşturduğu dönel cisim. Noun, Geometry
çapa
lengerci, çapa yapan demirci.
alışveriş merkezinde ana kiracı Noun, Management
link metni Noun, Software
bağlantı metni Noun, Software
gemiyi demirlemek Verb
demir almak Verb
demir almak Verb