apart from

  1. müstesna, bundan başka, … istisna edilirse, ayrıca, -e ilâveten, … şöyle dursun.
    apart from the cost,
    the hat doesn't suit me: Fiyatı şöyle dursun, şapka bana yakışmıyor bile.
    Good work, apart from a few slight faults: Birkaç ufak yanlış müstesna, iyi bir ödev.
birkaç istisna dışında
...'i ...'den farklı kılmak Verb