b.i.d.

  1. Pharmaceuticals (reçetelerde) günde iki defa.
açılış fiyat teklifi
(borsa) arz ve talep
bid
emretmek, söylemek.
bid them depart: Söyle gitsinler.
bid him come in: Söyle gelsin.
Do
as you are bid: Söyleneni yap.
Do what I bid you: Ne söylüyorsam onu yap.
He was bidden to come: Gelmesi emredildi.
bid
demek, dilemek, temenni etmek.
bid farewell: veda etmek, Allaha ısmarladık demek, iyi yolculuklar
dilemek, uğurlamak, teşyi etmek.
to bid someone welcome/good day/good morning.
He bid me good morning as he passed: Geçerken bana günaydın dedi.
bid
fiyat teklif etmek, teklif vermek.
to bid $100: 100 dolar teklif etmek.
They bid $80,000 and
got the contract.
The one that bids most: En fazla fiyat teklif eden.
Commerce
bid
(kumarda, mezatta) pey sürmek, artırmak.
She bid frantically for the old painting.
bid
davet etmek.
to bid someone to dinner.
bid
fiyat teklifi, pey.
to make a bid for a property: bir mülk için fiyat teklifi vermek.
further/higher
bid: daha yüksek fiyat teklifi.
the last bid: son teklif.
bids for building the bridge were invited from German and British firms: Alman ve İngiliz firmalarından köprü için fiyat teklifi istendi.
bid
davet.
bid
girişim, teşebbüs.
suicide bid: intihar teşebbüsü.
to make a bid for … : …'e teşebbüs etmek.

The criminal made a bid for freedom by trying to run away.
bid
bide
bid
teklif vermek Verb, Law
uygun fiyat vermek Verb
uygun fiyat teklif etmek Verb
birinden üstün teklif yapmak Verb
birinin verdiği fiyatı artırmak Verb
birine üstün teklif yapmak Verb
(US) geçici teminat
muvakkat teminat
geçici teminat mektubu
geçici teminat
ihale yarışması
boyun/baş eğmek.
polise karşı gelmek Verb
sağduyuya aykırı hareket etmek Verb
ihale dosyası Noun, Contracts
(ihalede) eksiltmek Verb
fair2 (4).
muhtemel olmak, … olabilmek.
This entry bids fair to win first prize.
muhtemelen başarı sağlamak Verb
...e veda etmek Verb
...e elveda demek Verb
...le vedalaşmak Verb
açık artırmada bir ev için fiyat teklif etmek Verb
halk desteği aramak Verb
kendi menfaati için fiyat artırmak Verb
(US) ihaleye çağrı
yeni bir köprü için teklif vermek Verb
hükümet ihalelerine iştirak etmek Verb
vakit ktiinıbeklemek Verb
vaktini beklemek Verb
birinden daha yüksek fiyat vermek Verb
teklif fiyatı
borsa coberinin fiyatlarından düşük olanı üzerinden hisse almaya yanaşan alıcının teklifi
borsa joberinin verdiği fiyatlar arasında talep fiyatı ile teklif fiyatı arasında düşük olanı üzerinden
hisse senedi almaya razı olan alıcının teklifi
bir şirketin kendi hisselerini geri alması
bir şirketin kendi hisselerini geri aldığı teklif
teklif edilen fiyat
ihalede danışıklı hareket Noun, Competition Law
birine günaydın demek Verb
burnuna yumruk indirmek Verb
birini düğüne çağırmak Verb
birini içeri buyur etmek Verb
birine hoş geldin demek Verb
birine hoşgeldin demek Verb
ihale şartnamesi
ilan etmek Verb
fiyat yükseltmek Verb
fiyat teklifini yükseltmek Verb
iyi bir şekil almak Verb
elinde menkul kıymetler bulunan kişi ya da kurumun satış yapmak istediğini ve fiyat tekliflerini değerlendireceğini belirten ilan
tespih çekmek, dua etmek.
There was a few old man counting their beads in the hushed silence of the
mosque: Caminin derin sessizliği içinde birkaç ihtiyar tespih çekip dua ediyordu.
bid'at Noun, Religion-Faith
bid'atçılık Noun, Religion-Faith
emre hazır nakit
son teklif
rekabet edici teklif
holding teklifi
sahte teklif
kesin teklif
kesin olan
ilk teklif
(açık artırmada) ilk artıran
en yüksek fiyat veren
(ihalede) en yüksek fiyat teklif etmek Verb
daha iyi bir fiyatı beklemek yerine
satıcının satın alanın teklif ettiği fiyatla satışı hemen gerçekleştirmesi
müzayedenin açılış fiyatı
bankaların ödünç alacakları fonlar için istedikleri faiz oranı
(US) ihaleye çağrı
ihaleye çağrı
(briç) aşırı pey: evvelki peyi minimum miktardan fazla geçen pey. Noun
en yüksek fiyat teklif eden
en son teklif
Londra bankalararası alış kuru Noun, Banking
daha düşük fiyat teklifi
en düşük fiyat veren
en düşük teklif
fiyat teklif inde bulunmak Verb
fiyat teklifinde bulunmak Verb
daha yüksek fikir vermek Verb
teklif vermek Verb
daha yüksek fiyat vermek Verb
ilk fiyat teklif inde bulunmak Verb
ilk fiyat teklifinde bulunmak Verb
en yüksek fiyat teklif inde bulunmak Verb
en yüksek fiyat teklifi
birleşme teklifi
birleşme birleşim teklifi
talep ve teklif yoktur
rekabetçi olmayan teklif Noun, Banking
(açık artırmada) açılış fiyat teklifi
açılış fiyat teklifi
kendi hisselerini satışa çıkararak devretme teklifi
barış teklifi
bir şirketin satın alınması için yapılmış olan bir teklifi caydırmak amacıyla bir başka şirket tarafından
yapılan satın alma teklifi
alıcıların verdiği fiyat
teklifini artırmak Verb
teklifinıartırmak Verb
(kağıt oyunu) bahis bahs artırmak Verb
kurtarma girişimi
bir teklifi geri almak Verb
(ihalede) sahte fiyat artırma
rakibin verdiği teklif
sovtaj teklifi Noun, Insurance
(US) kapalı zarf teklifi
açık artırmada sırf fiyat yükseltmek için yapılan sahte artırma
teklif istemek Verb
(US) sahte teklif
(US) açık artırmada yalandan yükseltilen fiyat
sahte teklif
kesin olmayan
pazarlığa tabi bir satın alma teklifi
pey sürmek Verb, Management
kısaca (bid) teklif denilir
hedef şirketin kontrolünü ele geçirmek amacıyla bir şirketin bir başka şirketin tüm hisselerini satın alma teklifi
hisselerin küçük bölümüne sahip olan bir hissedarın şirket hisselerinin çoğunluğunu ya da tamamını satın alma teklifi
… olacağa benzemek, müsait/muhtemel görünmek.
The weather bids fair to be fine: Hava güzel olacağa
benziyor.
Everything bids fair to be successful: Başarı ümidi büyük (= her şey başarı vaadediyor).
iktidar/şöhret peşinde koşmak.
(ihalede) daha yüksek fiyat teklif etme
artırmak, herkesten fazla pey sürmek.
pey sürerek fiyatı artırmak.
bid'ah Noun, Religion-Faith
heresy Noun, Religion-Faith
heretic Noun, Religion-Faith
bid'ah Noun, Religion-Faith
heresy Noun, Religion-Faith

bid
Söğüt