bağlayıcı

Turkish-English Translation

  1. switch
  2. binding
  3. obligatory
  4. connecting
  5. binder
  6. Information Technology connector
  7. fixer
  8. connective
  9. tying
  10. rigger
  11. coupler
  12. conjunctive
  13. binding effect
  14. copulative
  15. fixing agent
  16. syndetic(al)
  17. astrictive
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(borsa) bağlayıcı
firm quotation
bütün tarafları bağlayıcı
binding on all parties
bütün tarafları bağlayıcı
binding all parties
değiştirilemeyecek şekilde bağlayıcı
irremissible
dış bağlayıcı
out connector
herkesi bağlayıcı
generally binding
iç bağlayıcı
inconnector
kanunen bağlayıcı
legally binding
karşılıklı olarak bağlayıcı
mutually binding
manevi veya yasal olarak bağlayıcı
obligatory
tam bağlayıcı
full binding
tek taraflı bağlayıcı
unilaterally binding
veri bağlayıcı
data link
yankılanımlı bağlayıcı
acoustic coupler Information Technology
bağlayıcı akit
binding contract
bağlayıcı anlaşma
obligatory agreement
bağlayıcı anlaşma
binding arrangement
bağlayıcı anlaşma
indenture
bağlayıcı antlaşma
binding treaty
bağlayıcı beyan
binding declaration
bağlayıcı bir sözleşme akdetmek
to enter into a binding agreement Verb
bağlayıcı devir ve temlik
binding assignment
bağlayıcı devir ve temlikte bulunmak
to make a binding assignment Verb
bağlayıcı ecza
fixing agent
bağlayıcı emsal kararı
binding precedent
bağlayıcı etki
binding effect
bağlayıcı fiyat
operative fas
bağlayıcı fiyat
operative price
bağlayıcı fiyat teklifi
firm quotation
bağlayıcı güç
binding force
bağlayıcı gücü olmak
to have a binding force Verb
bağlayıcı gücü olmamak
to be of no binding force Verb
bağlayıcı kanun
binding law
bağlayıcı karar
binding order
bağlayıcı karar
binding decision Noun, Law
bağlayıcı kural
binding rule
bağlayıcı kuvvet
binding force
bağlayıcı madde
tying clause
bağlayıcı madde
binding clause
bağlayıcı olmak
to have a binding force Verb
bağlayıcı olmayan prensip anlaşması
term sheet Noun, Law
bağlayıcı olmayan teklif
offer without engagement
bağlayıcı olmayan teklif
offer without commitment
bağlayıcı olmayan teklif
open offer
bağlayıcı olmayan teklif
not binding offer
bağlayıcı olmayan teklif
offer without obligation
bağlayıcı şey
tether
bağlayıcı sipariş
binding order
bağlayıcı sözleşme
tying agreement Competition Law
bağlayıcı sözleşme
tying contract Competition Law
bağlayıcı sözleşme
binding agreement
bağlayıcı taahhüt
binding commitment
bağlayıcı teklif
binding offer
bağlayıcı teklif değil
not binding offer
bağlayıcı vaat
binding promise
bağlayıcı ve kanuni sözleşme durumuna getirmek
to constitute an indenture a valid binding and legal agreement Verb
bağlayıcı yapmak
to make bindings Verb
bağlayıcı yapmak
to make binding Verb
bağlayıcı yazılı yükümlülük
obligatory writing
bağlayıcı yetkiye sahip olmak
to be of binding authority Verb
(İngiltere'de) bağlayıcı öy kullanma emri
d- line whip
bir kontratın bağlayıcı şartları
binding terms of a contract Noun
bir kontratın bağlayıcı şartları
bidning terms of a contract Noun
bir sözleşmenin bağlayıcı niteliği
obligatory scope of a contract Noun
bir törenin bağlayıcı olması için
acquiescence in custom
bütün tarafları bağlayıcı hakem kararı
commonly binding award
hakem kararını bağlayıcı kabul etmek
to accept a finding as binding Verb
herkesi bağlayıcı kanun
public statute
hürriyeti bağlayıcı ceza
imprisonment, custodial sentence Noun, Criminal Law
hürriyeti bağlayıcı ceza
custodial sentence Noun, Law
son bağlayıcı cümle
concluding sentence
sözleşmeyi bağlayıcı kılmak
to make a contract binding Verb
tarafların kendilerini bağlayıcı sözleşme
obligatory covenant
yalnız bir tarafın düzenlediği bağlayıcı belge
deed poll
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Uyulması kaçınılmaz ... çıkılmaması gereken
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.