bite one

(öfkesini/üzüntüsünü belli etmemek için) dudaklarını ısırmak.
(birine) ters cevap vermek, terslemek, paylamak.
başından büyük işe girişmek, yutamayacağı lokmayı ısırmak.
In trying to build a house by himself,
he had bitten off more than he could chew: Tek başına ev yapmaya kalkışmakla başından büyük işe girişti.
nankörlük etmek, nimeti tepmek, iyilik yapan eli kesmek, bindiği dalı kesmek.
When he berates his
boss, he is biting the hand that feeds him.