-
Adjective çıplak, açık, rüzgâra maruz.
bleak cliffs. a bleak plain.
-
Adjective soğuk.
a bleak wind. The weather was bleak and rainy.
-
Adjective umutsuz, karanlık, kasvetli, cansıkıcı.
It looks (= things look) rather bleak for him: Onun için durum umutsuz görünüyor.
-
Adjective soluk, donuk, solgun, uçuk benizli.
-
Noun inci balığı, tatlısu sardalyası
(Alburnus alburnus) : pullarından yapay inci yapılır.