cheat

  1. markacı (argo)
  2. dolandırıcı, düzenbaz, hilekâr, sahtekâr.
  3. dolandırıcılık, düzenbazlık, hile(kârlık), sahtekârlık.
  4. Law hile ile başkasının malını/mülkünü gaspetme.

  5. chess ile ayni anlama gelir. yabani ot
    (Bromus secalinus).
  6. dolandırmak, hile/dalavere/sahtekârlık yapmak.
  7. aldatmak, kandırmak, faka bastırmak.
    He cheated the old woman out of her money.
  8. kaçamak yapmak, umulan/beklenen bir şeyden mahrum etmek.
  9. oyun oynamak, mızıkçılık etmek.
  10. yakayı kurtarmak, kaçıp kurtulmak.
    The swimmers cheated the death in spite of the storm: Fırtınaya
    rağmen yüzücüler ölümden yakayı kurtardılar.
gelir vergisi kaçırmak Verb
gelir vergisini kaçırmak Verb
hile ve desise kullanmak suretiyle para veya eşya elde etme
dolandırma
vergi kaçakçısı Noun, Taxation-Customs
kazık atmak (argo) Verb
düzenbaz
iskambil oyununda hile yapmak Verb
sınavda kopya çekmek Verb
ihanet etmek, karısını/kocasını aldatmak, başkasıyla cinsel ilişki kurmak.
He was cheating on his wife.
birini iskambilde aldatmak Verb
birinin parasını dolandırmak Verb
gümrükten mal kaçırmak Verb
darağacından kurtulmak, idamdan paçayı kurtarmak.
kaşkariko yapmak (argo) Verb