clap

  1. Verb el çırpmak.
    The teacher clapped to attract the class's attention.
  2. Verb (bir cismi kuvvetle başka cisme) vurmak, vurarak şakırdatmak.
  3. Verb (ahbapça, samimiyetle veya teşvik/takdir için) arkasına/sırtına vurmak, eliyle hafifçe sırtını okşamak.

    He clapped his friend on the back.
  4. Verb (şiddetle) kapamak, çarpmak.
    She clapped the book shut.
  5. Verb alkışlamak.
    The people in the theater enjoyed the play and clapped loudly.
  6. Verb (kuş) kanat çırpmak.
  7. Verb (ansızın/şiddetle) yerleştirmek, yerine koymak, oturtmak, atmak, tıkmak.
    clap in jail/prison:
    hemen hapse atmak, kodese tıkmak.
    The judge clapped the criminal in prison.
  8. Verb (gürültü ile) birbirine çarpmak.
    The shutters clapped in the wind.
  9. Verb şıpırdatarak/şakırdatarak gitmek.
    She clapped across the room in her slippers.
  10. Noun el çırpma.
  11. Noun şaklama, şakırtı.
  12. Noun tokat, şamar.
  13. Noun patlama, gürleme.
    a clap of thunder: gök gürlemesi.
  14. Noun ânî darbe/vuruş/hareket.
  15. Noun (dostça/samimiyetle) sırta vuruş.
    He gave me a clap on the back and invited me for dinner.
  16. Noun alkış.
    He got a good clap: İyi alkış topladı.
çırpmak Verb
belsoğukluğu.
birine dava açmak Verb
hapse atmak Verb
deliğe tıkmak Verb
gözüne ilişmek/çarpmak, görmek.
It's many years since I clapped eyes on him: Onu senelerdir görmedim.

I've never clapped eyes on him: Onu (hayatımda) hiç görmedim.
alkışlamak Verb
birine kelepçe takmak Verb
kelepçe takmak Verb
birine kelepçe takmak Verb
yakalayıvermek.
(bir şeyin üzerine) ithalat vergisi koymak Verb
gök gürültüsü
(a) bağlamak, (b) ilâve yelken açmak.
clap on a fine: para cezasına çarptırmak.
clap on one's
hat: şapkasını başına geçirmek.
clap on a pistol to someone's head: birinin başına tabanca dayamak.
fren yapmak Verb
birini hemen hapse atmak Verb
birinin omuzuna vurmak Verb
hapse atmak Verb
gök gürlemesi
gözüne çarpmak/ilişmek, görmek, bakmak.
When I set eyes on Paris for the first time … : Parisi ilk defa gördüğüm zaman …