coat

English-Turkish Translation

  1. Noun, Textile Industry ceket
  2. Noun, Textile Industry manto
  3. ceket, palto, manto.
    coat and skirt: tayyör.
    dress-coat: frak.
    frock-coat: redingot.

    morning coat: jaketatay.
    over-coat = top-coat: pardesü, palto.
    cut one's coat according to one's cloth: ayağını yorganına göre uzatmak.
    dust one's coat: dövmek, pataklamak.
    turn one's coat: parti/din değiştirmek, başka tarafa geçmek.
  4. doğal örtü (hayvanlarda kürk/yün/tüy, ağaçlarda ve meyvelerde kabuk vb.).
  5. kat, tabaka.
  6. (bkz: coat of arms ).
  7. eteklik.
  8. meslek/sınıf vb. gösteren özel giysi, üniforma.
  9. ceket/palto temin etmek vea giydirmek.
  10. kaplamak, örtmek.
    The paint coated the wall.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

cut one's coat according to one's cloth
ayağını yorganına göre uzatmak.
trail one's coat
başına bela aramak, kaşınmak, kavgaya bahane aramak.
turn one's coat
partisini değiştirmek Verb
turn one's coat
rüzgârla gitmek Verb
turn one's coat
zamana uymak Verb
(material) suitable for a coat
mantoluk
(painting) base coat
fon
(painting) first coat
birinci kat
(woman's) coat
manto
a button came off my coat
düğmem kopmak tu
body coat
astar boyası Noun
bond coat
astar
box coat
arkası bele oturmayan palto. Noun
box coat
(kalın) arabacı paltosu. Noun
brunch coat
sabahlık.
buffy coat
sarımsı-beyaz lökosit tabakası. Noun
bush coat
kemerli ceket, avcı ceketi. Noun
car coat
kısa palto. Noun
choroid coat
choroid ile ayni anlama gelir. gözzarı: gözakı ile ağkatman (retina) arasındaki damarlı narin zar.
covert coat
kaşpusiyer
cut of a coat
bir ceketin kupu
cutaway coat
cutaway ile ayni anlama gelir. jaketatay.
discarded coat
giyilmemek üzere eskiye ayrılmış palto
doctor's white coat
gömlek
dress coat
frak.
dress-coated: fraklı. Noun
dress- coat
frak
duffle coat
başlıklı palto.
finishing coat
son kat cila
first coat
birinci kat (boya
frock coat
frock ile ayni anlama gelir. frak, redingot.
fur coat
kürk manto
ground coat
astar boya
hacking coat
binici ceketi. Noun
household coat
aile arması
I liked the cut of this coat
bu ceketin kesiminıbeğendim
inflatable coat
şişirilen ceket
Inverness coat
kolsuz palto.
lab coat
doktor önlüğü Noun
lab coat
beyaz önlük Noun
laboratory coat
önlük
loden coat
kebe, (başlıklı) şayak palto.
mackinaw coat
mackinaw ile ayni anlama gelir. kalın yün ceket.
morning coat
caketatay, erkeklerin gündüz giydikleri resmî elbisenin kuyruklu ceketi.
my everyday coat
günlük paltom
newmarket coat
newmarket ile ayni anlama gelir. (19'uncu yüzyılda) dar ve uzun palto.
Norfolk jacket/coat
avcı ceketi. Noun
pea coat
pea jacket Noun
pink coat
(tilki avcılarının giydikleri) kırmızı ceket.
prime coat
astar
priming coat
astar boya katı
raglan coat
reglan
sack coat
düz kısa ceket. Noun
seed coat
tohum dış zarı.
sports coat
ceket
swallow-tailed coat
frak
tail coat
frak.
dress-coated: fraklı. Noun
threadbare coat
eskimiş palto
top coat
pardösü Noun, Textile Industry
treat oneself to a new coat
paraya kıyıp kendine yeni bir palto almak Verb
trench coat
trençkot, yağmurluk.
trench coat
trençkot Noun, Textile Industry
upper coat
palto
coat armour
(Br) asalet arması
coat hanger
elbise askısı, askı. Noun
coat of arms
arma: Orta Çağlarda şövalyelerin zırh üzerine taktıkları nişan. Noun
coat of arms
hanedan arması. Noun
coat of mail
zırhlı elbise. Noun
coat of paint
boya katı
coat or smear something with glue or paste
zamklamak Verb
coat pocket
palto cebi
coat rack
askı
coat something with plaster
sıvamak Verb
coat something with plaster
sıvalamak Verb
give a coat of paint
çekmek Verb
pick a hole in sb's coat jacket
birinin zayıf yanlarını aramak Verb
pick a hole in sb's coat jacket
birinde kusur bulmaya çalışmak Verb
three- coat work
(badana , boya) üç kat
white coat rule
gerçek ya da görünüşte tıp mesleğinden olan kişilerin (doktor , dişçi , hemşire) televizyon reklamlarında
reklam verenin konuşmacısı olarak görünmeler
English-Turkish phrases from Zargan's own database