consciousness

  1. Noun, Psychology bilinçlilik
  2. Noun, Psychology bilinç, bilinçlilik, şuur: algı ve bilgilerin anlıkta duru ve aydınlık olarak izlenme süreci.
  3. Noun idrâk, anlayış, akıl.
  4. Noun (a) duyuş, duyma, his, (b) farkında olma, bilme, sezme, seziş.
    consciousness of wrongdoing: yaptığı
    fenalığın farkında olma.
    consciousness that all is not well: felaket önsezisi, fena haber alacağını önceden sezme.
  5. Noun uyanıklık, ayıklık, kendine malik olma.
    to lose consciousness: kendini kaybetmek, bayılmak.
    to
    regain consciousness: kendine gelmek, ayılmak.
ayılmak, kendine gelmek.
bilinç kaybı
sınıf bilinci: mensup olunan toplumsal sınıfın özellik, kimlik ve isteklerinin kavranması ve durumlarının
iyleşmesine yönelik dayanışma duygusu.
Noun
ortak bilinç
kolektif bilinç Noun, Psychoanalysis
topluluk bilinci
tüketici bilinci
maliyet bilinçliliği
yan-bilinç: herhangi bir anda bilincin/dikkatin yoğunlaştığı konu dışında olan fakat farkına varılan olay(lar).
bilinçini yitirmek Verb
bayılmak Verb
dalmak Verb
bilinç eşiği
milli bilinç
bayılmıştı , şimdi açılmak lıyor
kendine gelmek Verb
kendine gelmek Verb
toplumsal bilinç
bilinç akımı, sürekli bilinçli olaylar dizisi.