Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
consort
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
eş, zevç/zevce, karı veya koca.
kral veya kraliçenin eşi.
king/prince consort
: kraliçenin kocası.
queen consort
: kralın karısı.
Maritime Traffic
yoldaş gemi, refakat gemisi.
Music
(a) saz heyeti, fasıl heyeti, (b) aynı cins sazlar grubu.
a consort of viols.
(a) arkadaş, ortak, (b) şirket, ortaklık, (c) anlaşma, âhenk, uygunluk, (d) ses uygunluğu, âhenk, armoni,
(e) grup, birlik, topluluk.
arkadaşlık/ortaklık etmek.
to consort with known criminals.
uy(uş)mak, muvafakat etmek.
birleşmek, ortak olmak, katılmak, iltihak etmek.
eşlik/refakat etmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
consort with one's equals
akranlarıyla arkadaşlık etmek
Verb
prince consort
hükümdarlık eden kraliçenin kocası
prince consort
hükümdar kraliçenin kocası olan prens
queen consort
sultan, kraliçe, hükümdarın karısı.
consort together
ortaklık/işbirliği yapmak, (suçta) iştirak etmek.
Thieves and other criminals often consort together.
consort with
(a) düşüp kalkmak, sıkıfıkı olmak, (kötü kişilerle) arkadaş olmak.
Don't consort with that nasty boy.
(b) uymak, yakışmak.
Your actions do not consort with your principles.
consort with criminals
suçlularla arkadaşlık etmek
Verb
consort with sb
biriyle sıkı fıkı olmak
Verb
in consort (with)
birlikte, beraberce.
The young prince ruled in consort with his father the king.
act in consort
with … : … ile birlikte hareket etmek.
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.