contempt

English-Turkish Translation

  1. Noun hakir görme
  2. Noun zillet (outdated)
  3. Noun küçümseme, istihfaf, küçük/hor/hakir/aşağılık görme, yukarıdan/tepeden bakma, nefret, istikrah, hakaret.

    I feel nothing but contempt for such dishonest behavior.
  4. Noun zillet, ayıp, hor görülme, küçümsenme.
    beneath contempt : son derece aşağılık, menfur.
    bring
    someone into contempt: birini küçük düşürmek, rezil etmek.
  5. Noun, Law (mahkemeye, meclise, mahkeme/meclis tüzüklerine) saygısızlık, hürmetsizlik, hakaret, itaatsizlik.
    contempt
    of court: mahkemeye saygısızlık/hakaret.
    He was held in contempt of court for disobeying the court order: Mahkeme emirlerine itaasizlik nedeniyle mahkemeye hakaret cezasına çarptırıldı.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

purge one's contempt
yakışıksız bir davranışından dolayı özür dilemek Verb
purge one's contempt of court
mahkemeye hakaret ettiği için özür dilemek Verb, Law
be exposed to public contempt
halka rezil olmak Verb
be in contempt
hor görülmekte olmak Verb
civil contempt
bir hukuk davasında taraflardan birinin mahkemenin diğer taraf lehine aldığı bir karara uymaması
civil contempt
bir hukuk davasında taraflardan birinin mahkemenin diğer taraf lehine ittihaz ettiği bir karara uymaması
(bu hareketin müeyyidesi de cezai değil , huk
constructive contempt
mahkeme dışında işlenen ve adaletin işlemesine engel olmaya matuf veya mahkemeye karşı saygısızlık teşkil eden fiil
constructive contempt
mahkeme dışında işlenen ve adaletin işlemesine veya mahkemeye karşı saygısızlık teşkil eden fiiller
criminal contempt
mahkemeye saygısızlık/itaatsizlik suçu.
direct contempt
mahkemeyi tahkir veya mahkeme emirlerine itaatsizlik teşkil eden fiiller
direct contempt
mahkeme önünde işlenen
direct contempt
mahkemeyi tahkir eden veya mahkeme emirlerine itaatsizlik teşkil eden fiiller
fall into contempt
gözden düşmek Verb
familiarity breeds contempt
aşırı samimiyet saygısızlık doğurur
hold in contempt
hakir görmek Verb
hold someone in contempt
birini hor görmek Verb
hold someone/something in contempt
bir kimseden/şeyden nefret etmek, hakir/aşağılık/hor görmek.
regard someone with contempt
tahkir etmek Verb
regarding someone with contempt
tahkir
standing in contempt
hâkimin emrine uymama
contempt charge
mahkemeye itaatsizlik ithamı
contempt of court
mahkemeyi tezyit
contempt of court
mahkemeye çıkmama
contempt of court
mahkemeye saygısızlıkta bulunma
contempt of court
mahkemeye itaatsizlik
contempt of the chair
başkanlık makamına itaatsizlik
feel contempt for sb
birini hor görmek Verb
in contempt of …
…'i hiçe sayarak, …'e rağmen/aldırış etmeksizin.
in contempt of danger: tehlikeyi hiçe sayarak,
tehlikeye aldırış etmeksizin.
in contempt of all rules and regulations
bütün kural ve nizamlara karşı gelme
English-Turkish phrases from Zargan's own database