corn

  1. Noun, Plant Species mısır
  2. Adjective mısır rengi
  3. Noun, Medicine nasır
  4. (a)
    Indian corn
    Brit.
    maize ile ayni anlama gelir. mısır, darı
    (Zea Mays),
    (b) mısır tanesi, (c) mısır koçanı.
  5. tahıl, hububat, zahire,
    Brit. buğday,
    İsk. yulaf.
  6. ekin: mısır ve hububat bitkileri.
  7. tatlı mısır.
  8. (bkz: corn whiskey ).
  9. eski moda, köhne, basmakalıp, bayatlamış, âdi, iğrenç (müzik, eğlence, tiyatro vb.).
  10. tanelemek, tane haline getirmek.
  11. tuzlayarak muhafaza etmek, salamura yapmak.
  12. mısırla/hububatla beslemek.
  13. Noun, Pathology nasır.
nasır bağlamak Verb
mahsulü kaldırmak Verb
“-boynuzlu”.
longicorn: uzun boynuzlu. Suffix
mısır bakımından zengin ülke
diş mısırı
(Zea mays). Noun
yemlik mısır, hayvanlara yedirilen mısır. Noun
sert mısır
(Zea Mays indurata).
sarı mısır. Noun
taze mısır (koçanı). Noun
durra.
mısır.

Kafir ile ayni anlama gelir. Afrika darısı
(Sorghum vulgare cafforum): ABD'ne G. Afrikadan
getirilen sapları kalın ve elyaflı darı türü.
(US) mısırı biçmek Verb
mısır biçmek Verb
(Br) buğdayı biçmek Verb
tohumluk mısır.
sincap darısı
(Dicentra canadensis).
sweet corn.
tatlı mısır
(Zea Mays saccharata). Noun
taze/sütlü mısır. Noun
(ABD'de) mısır ekim bölgesi: Iowa, Illinois ve Indiana. Noun
mısır güvesi, mısırdelen
(Pyrausta nubilalis): mısır bitkisine musallat olup tahribat yapan bir
tür güve.
European corn borer, Southwestern corn borer gibi türleri vardır.
Noun
mısır ekmeği. Noun
zahire komisyoncusu
ekin yelvesi
(Emberiza calandra): Avrupa, K. Afrika ve Ön Asya çayır ve tarlalarında yaşayan sırtı
zeytin yeşili-kahverengi, karnı külrengi-ak ötücü kuş. Uzunluğu 19 cm.
Noun
mısır unu pastası. Noun
zahire tüccarı. Noun
mısır yufkası/gevreği: mısır unundan yapılmış ufak ince gevrek. Noun
karamuk
(Agrostemme githago): tarlalarda yetişen kızıl-mor çiçekli, tüylü bir bitki. Noun
buğday rengi(nde). Adjective
kızıl su tavuğu, bıldırcın kılavuzu
(Crex crex) : tarlalarda bulunur. Noun
mısır ekmeği: mısır irmiğinden yapılmış sert bir ekmek.
dodger ile ayni anlama gelir. Noun
mısır ekme makinesi. Noun
koçan kurdu
(Heliothis zea): larvası mısır, pamuk, domates vb. ne zararlı güve Noun
zahire borsası. Noun
mısır yufkası, gevrek, mısır unundan ufak parçalar halinde yapılmış, üzerine süt dökülüp yenilen kahvaltılık yufka/gevrek. Noun
mısır unu. Noun
mısır nişastası. Noun
mısır unu Noun, Food-Kitchen
hububat
mısır lâpası. Noun
mısır yetiştirme
(İngilterede) zahire satış yasası: Hububat ithalini kısıtlayarak yerli hububat fiyatını yüksek tutan
yasa. Sonuncusu 1846'da yürürlükten kalktı.
Noun
corn whiskey
huhubat piyasası
hububat borsası
zahire pazarı
zahire piyasası
mısır irmiği(nden yapılmış).
oatmeal
mısır ırmiğinden yapılmış pandispanya. Noun
mısır yağı. Noun
mısır ekmeği. Noun
mısır unundan yapılmış pasta/somun. Noun
gelincik (çiçeği)
(Papaver Rhoeas). Noun
mısır üretimi
mısır kökü kurdu
(Galerucidae Diabrotica): mısır köklerini mahveden bir larva. Noun
yabani marul
(Valerianella olitoria, V. oriocarpa) : ekin tarlalarında yetişen ve salata olarak yenilen birkaç tür ot. Noun
mısır irmiği
Mısırın iri taneler halinde öğütülmesiyle elde edilen ve çabuk pişen gıda maddesi. Noun, Food-Kitchen
mısır sapı destesi. Noun
mısır püskülü. Noun
mısır kurumu:
Ustilago maydis küfünün mısır bitkilerinde sebep olduğu ve siyah kurum gibi izler bırakan bir hastalık. Noun
mısıryılanı
(Elaphe guttata): K. Amerika mısır tarlalarında raslanan kırmızı benekli yılan.
red
rat snake ile ayni anlama gelir.
Noun
taneli kar: eriyip donmalar sonunda tane tane buzlaşmış kar. Noun
mısır unu Noun, Food-Kitchen
dextrose Noun
mısır şurubu: mısır nişastasının kısmî hidrolizi ile elde edilen dekstrin, maltoz ve dekstrozlu şurup. Noun
mısır şurubu Noun, Food-Kitchen
mısır püskülü
hububat vergisi
mısır viskisi: en az %80 mısır kullanarak yapılan viski.
corn, corn liquor ile ayni anlama gelir. Noun
mısırdan yapılmış viski
yüksek fruktozlu mısır şurubu Food-Kitchen
mısır kökü kurdu
(Diabrotica longicornis): ABD'nin kuzey taraflarında larvası mısır köklerini tahrip eden haşarat.