crab

  1. Zoology yengeç, pavurya
    (Callinectes sapidus).
  2. çağanoz vb. gibi yengeç türünden kabuklu hayvanlar.
    sea crab: çağanoz.
  3. Astronomy Seretan burcu.
  4. küçük vinç, kaldırmaya/çekmeye yarayan küçük mekanik aletler.
  5. Aviation (yan rüzgârın etkisini yoketmek için) uçağın yanlamasına hareketi.
  6. crab louse ile ayni anlama gelir. kasık biti.
  7. hatalı kürek çekme: küreği suya ters yönde vurma veya sudan kaydırma.
  8. nobran, aksi, huysuz kimse.
  9. yengeç tutmak/avlamak.
  10. Aviation (rüzgârın sürükleme etkisini yoketmek için) yanlamasına gitmek veya uçağa böyle yön vermek.
  11. Maritime Traffic yanlamasına sürüklenmek.
  12. kusur bulmak, şikâyet etmek, beğenmemek, hakir görmek.
    He always crabs about the weather.
  13. aksileş(tir)mek, somurtkan/asık suratlı olmak/yapmak, huysuzlaş(tır)mak.
    Old age has crabbed his nature:
    İhtiyarlık onu huysuzlaştırdı.
  14. bozmak, berbat etmek.
    He crabbed my plan.
  15. homurdanmak, sızlanmak, vırvır/dırdır etmek.

king crab ile ayni anlama gelir. iri-yengeç
(Paralithodes camtschatica): Alaska ve Japonya
kıyılarında avlanıp eti yenen iri bir yengeç.
dağ elması
(Malus coronaria): çiçekleri önce pembedir, sonra beyaza döner. Ufacık elmalar verir.
mavi yengeç
(Callinectes sapidus): KD Amerika kıyılarında yaşayan ve eti yenen koyu yeşil gövdeli
ve mavi bacaklı yengeç türü.
Noun
(sandal) küreği çok derine daldırmak.
küreği ters yönde suya çarptırmak, bu yüzden sandalın dengesini bozmak.

fiddler ile ayni anlama gelir. iri kıskaçlı yengeç
(Uca): ABD'nin Atlantik kıyılarında
rastlanan ve erkeğinin bir kıskacı öbürlerinden çok daha büyük olan küçük yengeç türü.

hard-shell ile ayni anlama gelir. sert kabuklu yengeç
(Callinectes sapidus): özellikle
K. Amerikada bulunan mavi yengeç.
yalnızcıl-yengeç
(Pagurus, Eupagurus, etc.): başka hayvanın boş kabuğuna yerleşen yumuşak vücutlu bir tür yengeç.
iri yengeç
(Limulus polyphemus): üst kabuğu nal biçiminde, karnının en son oynak kısmı kuyruk gibi uzamış bir yengeç.
king crab ile ayni anlama gelir. nal-yengeç: yengece benzer kabuklu nal şeklinde bir deniz hayvanı.
kızıl yengeç
(Cancer borealis): KD Amerika kıyılarında avlanıp eti yenen kırmızımsi iri yengeç.
iri yengeç
(Limulus polyphemus): üst kabuğu nal biçiminde, karnının en son oynak kısmı kuyruk gibi uzamış bir yengeç.

horseshoe crab ile ayni anlama gelir. nal-yengeç: yengece benzer kabuklu nal şeklinde bir deniz hayvanı. Noun

Alaskan crab ile ayni anlama gelir. iri-yengeç
(Paralithodes camtschatica): Alaska ve Japonya
kıyılarında avlanıp eti yenen iri bir yengeç.
Noun
çalpara
(Portunus puber): 3-5 cm boyunda, parlak benekli, bacakları tüylü yengeç. Noun
kum yengeci
(Gecarcinidae). Noun
istirdye yengeci
(Pinnotheres ostreum): istiridye kabuğu içinde yaşayan küçük yengeç.
mini-yengeç
(Pinnotheridae): dişisi iki kabuklu yumuşakçaların kabuğunda yaşayan küçük bir yengeç türü. Noun
çingene yengeci.
uzun ve ince bacaklı yengeç
(Libinia emarginata).
dağ elması, küçük ekşi elma, yabani elma, sıtma elması. Noun
yabani elma ağacı. Noun
subayra
(Epiphyllum grandiflora).
yılbaşı çiçeği Noun
arsız ot
(Digitaria sanguinalis). Noun
crab ile ayni anlama gelir. kasık biti.
kasık biti
(Phthirius pubis). Noun
yengeç-örümcek
(Thomisidae): yengeç gibi yan yan yürüyen örümcek. Noun
jequirity (1). Noun
dağ elması
(Malus coronaria): çiçekleri önce pembedir, sonra beyaza döner. Ufacık elmalar verir.
dağ elması
(Malus coronaria): çiçekleri önce pembedir, sonra beyaza döner. Ufacık elmalar verir.