o varlıkları satın alma maliyetlerinden düşük olması
tasfiye halindeki bir şirketin borçlarını ödeyememesi durumu
işletme varlıklarının piyasa değerlerinin
enzim eksikliği
Noun, Medicine
demir eksikliği
Noun, Medicine
bir zararı telafi etmek
Verb
bir eksikliği gidermek
Verb
(gelir vergisi , US) saptanan bir yanlışlığın bildirilmesi
S Proteini eksikliği
Noun, Medicine
Protein S eksikliği
Noun, Medicine
iflas muameleleri yapılırken veya bir araştırma soruşturmada mali bakımdan güç durumda olan bir borçlunun
alacaklıları tarafından hazırlanan alacaklıl
açığı saptayan zarar özeti
(Br) İngiliz Merkez Bankası avansları
Noun
(Br) İngiltere Merkez Bankası'nın kısa vadeli tahvilleri
Noun
bütçe açığını kapatmak için çıkarılan hazine bonoları
Noun
kısa vadeli borçları temsil eden bonolar
Noun
tahıl taşımalarında kullanılan bu kloz ile navlunun boşaltmada tartı üzerinden ödeneceği kabul edilir
ipotekten kalan borcun tespiti
besin yetersizliği: noksan beslenmeden ilerigelen hastalık.
yeterli miktarda piyasada bulunmayan mal
altyapı eksiklikleri
Noun
gemi yükünün uğradığı hasar
zararın sübvansiyonu (maliyet fiyatı cari piyasa fiyatının üstünde olan işletmeye devletin destek sağlaması
edinilmiş bağışıklık yetmezliği sendromu (AİDS)
Noun, Medicine
(Br) mahalli emlak vergisi gelirindeki eşitsizliği dengelemek için merkezi hükümetin az gelirli mahalli
idarelere yaptığı yıllık yardım
: cinsel temasla ve kan vb. gibi vücut sıvılarıyla bulaşan bir virüsün sebep olduğu, hastalıklara karşı
bağışıklığı yok eden öldürücü hastalık.
AIDS = Acquired Immune Deficiency Syndrome related complex: AIDS hastalarında lenfa düğümlerinin şişmesi.