degisik

Turkish-English Phrases

... sayılı Kanunun ... sayılı Kanunla değişik ...'inci maddesi
Article ... of Law No. ..., as amended by Law No. ... Noun, Law
ama değişik nedenlerden ötürü yatırım yapan
fan club
aynı mal için değişik piyasalarda farklı fiyat uygulaması
multiple price
aynı ya da değişik piyasalarda
butterfly spread
bir iç duvarın değişik dekore edilmiş alt bölümü
dado
bir kurulun değişik üyeleri
several members of a committe Noun
bir metnin değişik uyarlamalarını içine alan nüsha
variorum
bir ürünün değişik ambalajlara konulması gibi
pseudo product testing
borsada değişik kote edilen hisseler
consecutive quotation
değişik
modified
değişik
changed
değişik
different
değişik
variant
değişik
various Adjective
değişik
varied
değişik
parti-colo(u)red
değişik
pluralistic
değişik
another
değişik
variable
değişik
variegated
değişik
amended Adjective, Law
değişik adlar altında
variously
değişik başlık
amended title Noun, Law
değişik bir şekilde
differently Adverb
değişik birinci fıkra
amended first paragraph Noun, Law
değişik fiyat üzerinden yapılan borsa alım satımı
split transaction
değişik fiyatlardan alınması
averaging
değişik ibare
amended text Noun, Law
değişik ikinci fıkra
amended second paragraph Noun, Law
değişik kişilerce ortaklaşa açılan veya izlenen dava
joint action
değişik kişilerce ortaklaşa açılan veya izlenen dava
joint acuse
değişik milletlerden meydana gelen toplum
pluralism
değişik milletten birisi ile evlenmek
to intermarry Verb
değişik son cümle
amended last sentence Noun, Law
değişik su çekimleri deplasmanı
displacement curve
değişik tarife
tapering rates
değişik tarife
differential rate
değişik tarife
graduated tariff
değişik üçüncü fıkra
amended third paragraph Noun, Law
değişik ya da değiştirilmiş ipotek
remortgage
değişik yerlerde bulunan malları güven altına alan sigorta
blanket insurance
değişik yerlerde bulunan malları temin eden sigorta
blanket insurance
değişik yönlere çevrilebilen masa lambası
student lamp Noun
düşük değerli değişik eşyalardan oluşan satılık takım
job lot
fırtına vb değişik tür riziko grubuna karşı yapılan sigorta
blanket insurance
gökyüzünde yapılan değişik reklamlar
aerial advertising
her değişik marka için
advertisement analysis
her yıl değişik ekin ekerek toprağın bereketini koruma
crop rotation
herkesten değişik davranmak
to step out of line Verb
pantolonu değişik kumaştan parlak düğmeli bir tür ceket
blazer
üstü değişik renkte karelerle kaplanmış
chequered
vakitle dönen değişik
swing
yeni ya da değişik şeylere karşı duyulan nefret
misocainia
yeniden ya da değişik biçimde değerlendirme yapmak
to reassess Verb
yeniden ya da değişik bir biçimde tanımlamak
to redefine Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

değişik
Değişmiş, değiştirilmiş, değişikliğe uğramış