dependants -> dependant

  1. bağlı, tâbi.
    a dependent = dependant territory.
  2. şarta bağlı/muallâk, dayanan, istinat eden.
    be dependent = dependant on: bağlı/tâbi olmak, dayanmak.

    Tourism is dependent = dependant on climate: Turizm, iklime dayanır.
    The time of his arrival will be dependent = dependant on the weather: Geliş saati havaya bağlı olacaktır.
  3. bir kimsenin bakımı ile mükellef olduğu (kimse).
  4. başkasının yardım ve desteğine muhtaç (kimse),
    to be dependent = dependant on one another: dayanışmak,
    birbirine dayanmak, birbirine muhtaç olmak.
  5. Grammar bağımlı.
    dependent = dependant clause: bağımlı tümce.
  6. asılı, asılmış, sarkan, sarkık.
  7. eklenti, ek bina, müştemilât.
  8. hizmetçi, uşak.
bakmakla yükümlü olunan kişiler Noun, Law
davalının tahliyesi
bir kimsenin bakmakla mükellef olduğu şahıs