deposit

  1. Noun, Tourism depozito
  2. Verb, Law tevdi etmek
  3. Verb hesapta tutmak
  4. Transitive Verb koymak, vazetmek, bırakmak.
    Where can I deposit this load of sand?
  5. Transitive Verb (kumbaralı telefon, otomatik satış makinesi vb. ne para) atmak, yerleştirmek.
    deposit a quarter and push the button.
  6. Transitive Verb çökel(t)mek, tortu/döküntü/rüsubat bırakmak, dibine çökel(t)mek, teressüp etmek.
    The river deposited soil at its mouth.
  7. Transitive Verb tevdi/teslim etmek.
    Please deposit your returned books with the librarian: İade edeceğiniz kitapları
    lütfen kütüphaneciye teslim ediniz.
  8. Transitive Verb emanet etmek, bankaya yatırmak.
    He's deposited quite a lot of money recently.
  9. Transitive Verb pey/teminat vermek, paranın bir kısmını vermek.
  10. Noun çökelti, tortu, birikinti, bırakım, rüsup, sel kumu.
    There's some deposit at the bottom of this bottle of wine.
  11. Noun birikinti: elektrolizde bir elektrot üzerinde biriken maden.
  12. Noun yatak, damar : maden, cevher, petrol vb. yatağı, tabaka.
    A mountain range with many rich deposits
    of gold. There are rich deposits of silver in those hills.
  13. Noun emanet, depozito.
  14. Noun yatırım, yatırma, mevduat.
    money on deposit: bankaya yatırılan para.
    deposit account: mevduat/tasarruf hesabı.
  15. Noun pey, ön ödeme, kaparo, teminat (akçesi).
kur korumalı mevduat (KKM) Noun, Banking
dövize endeksli mevduat (DEM) Noun, Banking
kur korumalı mevduat (KKM) Noun, Banking
dövize endeksli mevduat (DEM) Noun, Banking
dövize endeksli mevduat (DEM) Noun, Banking
kur korumalı mevduat (KKM) Noun, Banking
yatırmak Verb
müşterek avaryada yük alıcısının gemi sahibine verdiği depozit
bankaya yatırılan para.
bloke mevduat
gelir mevduatı
yatırılmış sermaye
nakit olarak yatırılan depozit
nakit olarak yaptırılan depozit depozito
para yatırımı
nakdi depozit
bir bankaya yatırılan mevduat karşılığı verilen makbuz
bankaya para yatırıldığını gösterir belge
kömür varlığı
ticaret mevduatı
sözleşmeye bağlanmış konsinyasyon
çekirdek mevduat Noun, Banking
cari mevduat
ihbarsız yatırım, önceden ihbara lüzum kalmadan istenildiği anda çekilebilen mevduat. Noun
Lombard mevduatı
fiktif mevduat (banka bilançolarında olduğundan yüksek gösterilen mevduat
(US) dondurulmuş mevduat
dondurulmuş mevduat
toplam mevduat
genel mevduat
buzul çökeltisi Noun, Geology
buzul-gölsel çökelti Noun, Geology
garanti depozitosu Noun
ithalat depozitosu Noun
ithalat teminatı
(Br) ithalat depozitosu (ithalatı kısmak amacıyla , ithal malları gümrüğe geldiğinde mal bedelinin bir
bölümünün gümrüğe yatırılmasını öngören sistem
şahısların bankalarda tutulmayan aktifleri Noun
ilk mevduat
(banka) ilk mevduat
ortak mevduat
kanunen saklanan emanetler
kiralayana verilen depozito
hasara karşı kiralayana teminat olarak verilen ve kira süresi sonunda kiracıya iade edilen depozito
uzun vadeli mevduat
maden yatağı
asgari mevduat
ücretsiz emanet sözleşmesi
her türlü emanet yeri
emaneten
açık emanet
töz yatağı.
ore deposit limit: yatak sınırı.
ore dressing: töz hazırlama.
ore grade:
töz içeriği.
ore prospecting: töz arama.
ore reserve: töz birkisi.
ore sizing/sorting: töz kümeleme.
ore stock yard: töz birktirme alanı.
ore storage bunker: töz yığağı.
dolmuş emanet
pey akçesi ödemek Verb
depozito ödemek Verb
bir şeyi emanet vermek Verb
bir şeyi emanete vermek Verb
prim mevduatı
özel aktif
özel mevduat
resmi mevduat
bir şeyi emaneten almak Verb
hazine
emanet kasası
yangına ve hırsıza karşı emniyetli kasa
tasarruf mevduatı
tasarruf bankası aktifi
menkul değerler tevdiatı
güvence bedeli Noun, Public Administration
güvence depozitosu Noun, Law
ev sahibinin kiracıdan aldığı depozito
depozito Noun
kısa vadeli mevduat
özel mevduat
sözleşmelerin gerçekleşmelerini garanti altına almak amacıyla ya da faiz
temettü ya da başka borçların ödenmesi için oluşturulan fon
aynen korunmak üzere yapılan mevduat
özel mevduat
bankada bir çeki tahsil ederken tutarının bir bölümünü nakden alıp ötekisini hesaba yatırma
hisse emaneti
vadeli hesap.
üç aylık vadeli mevduat
tasarruf mevduatı
vadeli hesap.
toplam mevduat
sigortasız emanet eşyaları Noun
kapalı emanet yeri
tevdi etmek Verb
hesabına geçirilmek üzere bankaya çek tevdi etmek Verb
(Br) oy pusulası atmak Verb
mevduat hesabı Noun, Banking
vadeli mevduat hesabı
tevdiat hesabı
depo hesabı Noun, Banking
memurun emekliliğine kadar sigortacı tarafından tutulan aidatlar
emeklilik geldiğinde yıllık gelire dönüşür
(emeklilik fonu) bu grup sandığı sisteminde genelde garanti edilen bir faiz karşılığı
bankaya para yatırmak Verb
vadesiz mevduat
posta çeki alacağı
mevduat bakiyesi
anonim şirket halinde kurulmuş banka
mevduat bankası Noun
mevduat bankacılığı
mevduat cüzdanı
mevduat işlemleri (bankaların fon toplama işlemleri Noun
mevduat işlemleri Noun
iştirak için yatırılan sermaye payı
mevduat sertifikası Noun
belediye kitaplığı depozito belgesi
(US) nakden olmayıp havale
vb ile yapılan ödemede kullanılan para
nakden olmayıp , havale , çek vb ile yapılan ödemede kullanılan para
mevduat yerine geçerli ve tedavül edebilen kâğıt belgeler
mevduat tarihi
depozit depozito akçesi depozit depozito belgesi
bankalardaki mevduat bölümü
saklama ücreti
emaneten saklamak için bankanın üstlendiği işlev
mevduatın çoğalması
depo mevcudu
mahkemeye tevdi etmek Verb
mevduat sigortası Noun, Banking
mevduat sigortası (bankanın borçlarını ödeyememesi olasılığına karşılık bankaya yatırılmış olan paranın
belli bir miktarına kadar yapılan sigorta
geri almamak üzere emaneten bırakmak Verb
geri almamak üzere emaneten bırakmak Verb
emanet kalemleri Noun
(Br) depozito defteri
depozit depozito defteri
mevduat borçları Noun
mevduat sertifikaları vb gibi şeyler için bankanın müşterilerine karşı toplam sorumluluğu
bir bankanın vadeli vadesiz hesapları Noun
(US) bir bankanın müşterilerinin bir banka hesabında genel olarak tuttuğu ortalama meblağ
çekle yapılan tediyatlar için banka kredisi
alacak geçirilen borçlar
mevduat parası
(Br) mevduat
kaydi para
hesaptaki para
banka parası
kredi parası
mevduat çarpanı
ayni tevdiat
küçük cari hesap cüzdanı
bir poliçenin hazırlanması sırasında kısmi ödeme
asıl tutarın sonradan saptanması şartıyla
belirli sürelerle ayarlanan prim
mevduat faiz oranı Banking
mevduat faizi Banking
tevdiat makbuzu
depozit depozito makbuzu
depozito makbuzu
depozito iade olunur
en az bir gece için depozitosu alınan otel ya da motel rezervasyonu
ödemeli satış
kıymetli kâğıtları (hisse senetlerini) emaneten tevdi etmek Verb
kıymetli kâğıtları emaneten tevdi etmek Verb
bankalara tevdi edilen her türlü kâğıt
(US) tediye makbuzu
senet
yatırılan bir mevduatın yeri
bordro
para ve sair şeyleri gösteren bordro
zamanı ve miktarını gösteren belge
cetvel
bir şeyi birine emanet etmek Verb
tasdik belgesini sunmak Verb
(US) mevduat belgesi
emanet formu
emanet bırakan kimsenin bıraktığı şeyleri bir bir yazacak olduğu form
ambar makbuzu
resepise
vadeli hesap mevduatı
otomatik mevduat planı (müşterinin işçi sigortaları ödemeleri ve hisse temettüleri ödemeleri gibi çeklerin
kendi tasarruf hesabına yatırılmak üzere do
banka mevduat hesabı
banka mevduat faizi
(US) banka mevduatı vergisi
çift para birimli mevduat Noun, Banking
döviz tevdiat hesabı
vadeli döviz tevdiat hesabı Noun, Banking
(Br) mevduat hesabı faizi
kiralık kasa (içine menkul kıymetler , mücevherat , vb konulan ve kilit altında bölümlerde saklanan metal kutu
kiralık küçük kasa sigortası Noun
davacı mevduat hesabı
depo senedi