durum

Turkish-English Translation

  1. Noun status
  2. Noun state
  3. Noun state of affairs
  4. Noun situation
  5. Noun position
  6. Noun condition
  7. Noun conditions
  8. Noun standing
  9. Noun circumstance
  10. Noun circumstances
  11. Noun setting
  12. Noun context
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(banka) cari likidite durumu
current position
(banka) likidite durumu
current position
(memur kadrosu) personel durumu
strength of the establishment
ablukanın durumu
state of blockade
ablukanın durumu
state of blocade
aciz durumu
nonsolvency
ada durumu
island position
aile durumu
family status
aile durumu
family background
aile durumu
personal status
alacaklının hakkının belirli varlıkla sınırlı olması durumu
fixed charge
askerlik durumu
military state
bel kemiğinin doğuştan ortadan yarık olması durumu
spinabifida
bir aracın durumu
condition of a vehicle
bir binanın kat sahiplerinin ayrı olması durumu
condominium building
bir firmanın finansal durumu
position of a firm
bir hesabın durumu
state of an account
bir şahsın medeni durumu
status of a person
bombe olma durumu
camber
borsanın durumu
stock market situation
bunların hareketlerinin piyasa fiyatını etkilemesi durumu
polyopsony
çalışmakta olan bir fabrikanın durumu
on stream
çatışma durumu
conflict situation
çevresine uyum göstermeyen kimsenin durumu
maladjusted
ÇİRKİN: değişmiş mental durum
altered mental status Noun, Psychiatry
ciro durumu
turnover situation
daha önceki durumu
status quo ante
denge durumu
null
dengede olma durumu
equilibrium
dengeli kur durumu
level- pegging
dengeli olma durumu
equability
devletin borçluluk durumu
state indebtedness
dokuların kangren durumu
mortification
dul olma durumu
seneucia
dünya durumu
world situation
dünya ekonomik durumu
world economic situation
dünya ekonomik durumu
world- economic situation
dünyanın durumu
state of the world
eğitim durumu
education level Noun, Education-Training
eğitim durumu
education status Noun, Education-Training
emekliye ayrılabilme durumu
superannuable
evlilik durumu
marital status
evlilik durumu
marriage status
evlilik durumu
demographics
evlilik durumu
married state
eyalet olma durumu
statehood
felaket durumu
disaster situation
firmanın likidite durumu
quick position
fiyat durumu
price situation
fiyatların düşmediği ya da yükselmediği piyasa durumu
steady
gerçek durumu
what's what
günlük hesap durumu
day-to-day position
güvenlik durumu
security situation Politics-Intl. Relations
hareketsizlik durumu
drift
hava durumu
weather forecast Noun, Meteorology
hava durumu
weather Noun, Meteorology
hava durumu
weather report Noun, Meteorology
hava durumu
weather conditions Noun, Meteorology
herkesçe bilinen aciz durumu
open insolvency
herkesin birbiriyle evli olması durumu
pantagamy
hipnoz durumu
hypnotic state
hisselerin satış ve devrinin olmadığı piyasanın durumu
featureless
hizmet dışı bırakılmış yarım ücret alan kişinin durumu
on half pay
ihtiyaç durumu
current needs Noun
ihtiyaç durumu
financial situation Noun
ihtiyaç durumu
financial standing Noun
iki ya da daha çok talibi olan bir arsanın durumu
scrambling possession
imar durumu
zoning status Noun, Urban Planning
iş durumu
state of business
iş durumu
business position
iş durumu
business situation
iş durumu
business standing
iş göremezlik durumu
disability for service
iş siyaset durumu
local political situation
işçilerin durumu
conditions of workers
işgücü durumu
manpower situation
işin sıkıntılı durumu
job pinch
işin yapılmasını başka bir kişiye aktarması durumu
vicarious performance
işlerin durumu
position of affairs
işlerin durumu
lie of the hand
işlerin durumu
state of affairs
işlerin şimdiki (halihazır) durumu
present state of affairs
işletme hesap durumu
statement of a business enterprise
istikrarlı piyasa durumu
stiff market
işyerinin hukuki durumu
organization status
iyi çalışma durumu
kilter
iyi iş durumu
proper state of affairs
iyileşen sağlık durumu
improved health
kâr durumu
profit situation
karışıklık veya şaşkınlık durumu
mix
karmaşa ya da panik durumu
tailspin
karşılaştırmalı hesap durumu
comparative statement
kasa durumu
statement of the cash
kazık yiyen borsa spekülatörünün durumu
sheared
kesin olmayan oy durumu
floating vote
kişinin sağlık durumu
condition of one's health
kömür stok durumu
coal stocks situation
koruma durumu
state of preservation
kötü ambalaj durumu
bad state of the packing
kötü ambalaj durumu
bad state of packing
kredi politikası durumu
credit situation
kriz durumu
crisis situation
likidite durumu
bank current position
likidite durumu
liquid position
likidite durumu
liquidity position
mali yıl sonu hesap durumu
accounts to the end of the financial year
malların bozuk durumu
defective condition of the goods
memleketin iç likidite durumu
domestic liquidity
meslek durumu
career position
mukayeseli hesap durumu
comparative statement
müşteri hesap durumu
customer's statement
müşterilerin bankadaki durumu
customers'position at the bank
müşterinin banka muvacehesindeki durumu
customer's position at the bank
müşterinin bankadaki durumu
customer's position at the bank
nakit durumu
cash position Noun, Accounting
nakit durumu
cash on position
nazik sağlık durumu
fragile health
nazik sağlık durumu
tender health
nüfus durumu
demographic al situation
öğrenim durumu
education level Noun, Education-Training
öğrenim durumu
education status Noun, Education-Training
öğrenim durumu
educational background Noun, Education-Training
öğrenim durumu
educational status Noun, Education-Training
öğrenim durumu
academic background Noun, Education-Training
öğretim durumu
academic records
otomasyon uygulanan işletmenin durumu
automated
özel veya kamusal bir olayın durumu
order clause
para durumu
monetary situation
persistan vejetatif durum (PVD)
persistent vegetative state (PVS) Noun, Medicine
piyasa durumu
market position
piyasa durumu
market situation
piyasanın durumu
condition of the market
piyasanın durumu
state of the market
piyasanın durumu
market situation
piyasanın düşük durumu
market weakness
reşit olmama durumu
infanthood
riske aşırı açık olma durumu
over exposure
sağlam kazanç durumu
health of earnings
sağlık durumu
health status Noun, Medicine
sağlık durumu
health Noun, Medicine
sağlık durumu
condition Noun, Sports
sağlık durumu
state of health Noun, Medicine
sahibine nakit paradan başka bir ödeme yapılması durumu
take back
şahsın medeni durumu
status of a person
sarhoşluk durumu
state of intoxication
satılık malların sokakta yere serilmiş olma durumu
peddled on the pavement
satın alma emirlerinin stoğu aşması durumu
subject to prior sale
satış durumu
sales situation
savaş durumu
belligerence
savaş durumu
state of war
savunma durumu
state of defence
servet durumu
worldly circumstances
sıkışık para durumu
pressed for funds money
silahlanma durumu
level of armaments
sınıfınin bilincinde olma durumu
class conscious
sınıfının bilincinde olma durumu
class consciousness
şirket mali durumu
company financial statement
sosyal durumu
social background
stok durumu
stock position
şubelerdeki kasa durumu
cash at branches
sürekli yoksulluk durumu
pauperage
tahsis ya da kullanmada bir rakibine oranla daha etkin olması durumu
productive efficiency relative efficiency
tam âciz durumu
utter helplessness
tasfiye halindeki bir şirketin borçlarını ödeyememesi durumu
asset deficiency
tek mirasçı olma durumu
singular succession
tekniğin bilinen durumu
prior art Noun, Law
tekniğin son durumu
state of the art
terekenin aciz durumu
insolvent estate
ticaret durumu
state of trade
ticareti olmama durumu
no-trade position
ticari aciz durumu
commercial insolvency
tüketicinin servet durumu
consumer's wealth
üç aylık hesap durumu
quarterly statement
uçuş durumu
flying condition
uçuş durumu
flight attitude
ülkenin iç likidite durumu
domestic liquidity
umutla bekleyiş durumu
attitude of expectancy
üyelik durumu
associate status
uyku durumu
dormant state Information Technology
uyku durumu
sleeping mode Information Technology
uzun vadeli borçlu olma durumu
long- term indebtedness
vücudun tehlikesizce kabul edebildiği radyasyon durumu
body burden
yeterli alacak durumu
sufficient balance
yetersiz alacak durumu
insufficient balance
yıllık hesap durumu
annual of statement accounts
yol durumu
road conditions
yürüyen bir işin durumu
going- concern position
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir şeyin ... vaziyet, hal
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.