enervate

  1. zayıflatmak, zayıf/bitap düşürmek, güçsüz/takatsiz bırakmak, gevşeklik/uyuşukluk vermek.
    He was enervated
    by his long illness.
    A hot, damp climate enervates people who are not used to it: Sıcak, nemli iklim, alışkın olmayanlara uyuşukluk verir.
  2. cesaretini kırmak, moralini bozmak.
  3. enervated ile ayni anlama gelir. zayıf(lamış), kuvvetsiz, kuvvetten düşmüş, bitap, takatsiz, gevşek, uyuşuk.