etki

Turkish-English Translation

  1. in
  2. power
  3. effect
  4. authority
  5. Noun action
  6. importance
  7. result
  8. influence
  9. Noun implication
  10. impression
  11. sequence
  12. touch
  13. hold
  14. amount
  15. virtue
  16. sympathy
  17. prestige
  18. bite
  19. penetration
  20. efficacy
  21. potency
  22. sway
  23. imprint
  24. muscle
  25. impact
  26. poignancy
  27. heft
  28. weightiness
  29. wind
  30. Noun impingement
  31. weight
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(bir hukuk kuralına) etki tanımak
apply (a legal rule) Verb, Private International Law
ağıl etkisi
(photo) halo effect
aktarma etkisi
leveraging Noun, Competition Law
arkadaş çevresinin etkisi
peer influence Noun, Psychology
arkadaş etkisi
peer influence Noun, Psychology
beyan etkisi
announcement effect
bir kanun veya verginin etkisi
incidence
birikim etkisi
cumulative effect
bomba etkisi
bombshell Noun
bumerang etkisi
boomerang effect Noun, Communication
bumerang etkisi
boomerang effect Noun
büyümenin etkisi
effect of growth Noun
çarpan etkisi
multiplier effect Noun
çevre etkisi
environmental impact
çevre etkisi
environmental effect
çevresel etki değerlendirmesi (ÇED)
environmental impact assessment Noun, Environment-Ecology
deflasyon etkisi
deflationary influence
domino etkisi
domino effect Noun
domino etkisi
domino effect Noun
enflasyon etkisi
inflatory effect
enflasyon etkisi
impact of inflation
enflasyonnun etkisi
inflationary effect
enflasyonnun etkisi
inflationist impact
enflasyonun etkisi
inflationist impact
enflasyonun güçlü etkisi
inflationist squeeze
engelleme etkisi
crowding-out effect
fiyat etkisi
price effect
fren etkisi
breaking effect
fren etkisi
breaking efficiency
fren etkisi
breaking power
fren etkisi
breaking force
fren etkisi
breaking action
frenleme etkisi
breaking efficiency
frenleme etkisi
breaking force
frenleme etkisi
breaking power
frenleme etkisi
breaking effect
frenleme etkisi
breaking action
gelir etkisi
income effect
hale etkisi
halo effect
hükümetin gelir ayarlamaları üzerine etkisi
incomes policy
ikame etkisi
substitution effect
ilacın sinir sistemi üzerindeki etkisi
the action of the drug on the nervous system
ışık etkisi
illuminating effect
ısıtma etkisi
heating effect
kaldıraç etkisi
leveraging Noun, Competition Law
kalkış etkisi
floating effect Aviation
kelebek etkisi
butterfly effect Noun
konjonktürün etkisi
cyclical influence
kurucu etkisi
founder effect (Kaynak: Evrim Çalışkanları) Noun, Biology
maliyet etkisi
cost impact
maliyet etkisi
cost effect
maliyetin fiyatlara etkisi
reaction of cost on prices
manivela etkisi
leverage effect
nakdi denge etkisi
cash budget
nakit denge etkisi
cash budget
nakit denge etkisi
cash effect
perdeye yansıtma etkisi
screening effect
pıgou etkisi
pigou effect
piyasa kapama etkisi
foreclosure effect Noun, Competition Law
plasebo etkisi
placebo effect Noun, Psychology
portföy etkisi
portfolio effect Noun, Competition Law
refah etkisi
welfare effect Noun, Competition Law
reklamın etkisi
advertising effectiveness
sabit masrafların manivela etkisi
operating leverage
satış etkisi
sales impact
şebeke etkisi
network effect Noun, Competition Law
sera etkisi
greenhouse effect Noun, Environment-Ecology
taşma etkisi
spillover effect Noun, Competition Law
titreşim etkisi
flutter effect
uçağın kalkarken yerden ayrılamama etkisi
cushioning effect
uyarılmış gelir etkisi
induced income effect
uyuşturucu madde kullanma ve bunun etkisi
trip
vuruş etkisi
stroke
Wobegon gölü etkisi
lake woebegone effect
yabancı sermayenin öz sermaye getirisi üzerindeki etkisi
income gearing
yabancılaştırma etkisi
alienation effect Noun, Communication
yansız tüketim etkisi
neutral consumption effect
yayılma etkisi
spillover effect Noun, Competition Law
yönetici kadronun firmanın günlük işleyişi üzerindeki etkisi
operational control
zincir etkisi
knock-on effect
advers etki
adverse effect Noun, Medicine
advers etki
adverse reaction Noun, Medicine
ana etki
(statistics) main effect
bağlayıcı etki
binding effect
belirleyici etki
decisive influence Noun, Competition Law
büyük etki
eclat
canlandırıcı etki
leaven
caydırıcı etki
chilling effect Noun
caydırıcı etki
deterrent effect Noun, Military
denetleyici etki
curb
doğrudan etki
direct effect
dramatik etki
stage effect
ekonomik etki
economic influence
faydalı etki
useful work
galvanik etki
galvanic action
geciktirici etki
delaying effect
geçmişin bıraktığı kötü etki
scar
genel etki
ensemble
genel etki
general effect
genel etki
overall effect
giderek yayılan bir etki
ripple effect
görsel etki
visual impact
istenmeyen etki
adverse effect Noun, Medicine
istenmeyen etki
adverse reaction Noun, Medicine
iyileştirici etki
curative effect
kamuoyu üzerindeki etki
political impact
karşı etki
feedback
karşı etki
counter effect
karşı etki
opposing effect
kesin etki
decisive influence
kesin etki
telling effect
kötü etki
negative impact Noun
kötü etki
detrimental effect Noun
küresel etki
global impact Noun
mihaniki etki
mechanical effect
olumlu etki
influence for good
olumsuz etki
negative impact Noun
olumsuz etki
negative influence Noun
olumsuz etki
adverse effect Noun, Pharmacology
olumsuz etki
bad influence Noun
politik etki
political impact
şiddetli etki
shock
sonradan etki
afterwardness Noun, Psychoanalysis
sonradan etki
après-coup Noun, Psychoanalysis
sürekli etki
permanent effect
tali etki
collateral effect
toplu etki
cumulative effect
uygunsuz etki
improper influence
uzak etki
distant action
uzaktan etki
action at a distance Noun, Physics
vurucu etki
impulsive action
yan etki
externality Noun, Economics
yan etki
side effect Noun, Pharmacology
yatıştırıcı etki
calming effect
yerel etki
local influence
yıkıcı etki
destructive effect
zararlı etki
poison
etki ajanı
agent of influence Noun, Politics-Intl. Relations
etki alanı
zone of influence Noun
etki alanı
area of influence Noun
etki alanı
reach Noun
etki alanı
impact area Noun
etki alanı
sphere of influence Noun
etki alanı
impact area Noun
etki alanları arası
cross-domain Information Technology
etki altında kalma
malleability Noun
etki derecesi
strength
etki etmek
to do Verb
etki etmek
to affect Verb
etki grubu
mafia
etki mekanizması
mechanism of action Noun, Pharmacology
etki planlaması
impact scheduling
etki teorisi
effect doctrine Noun, Competition Law
etki ve girişim
drive and initiative
etki yaratmak
to produce an effect Verb
etki yaratmayacak biçimde anlatım
uncolored account
etki yaratmayacak biçimde anlatım
uncoloured account
etki yasası
law of effect Noun, Psychology
biri üzerinde etki bırakmamak
to not register with sb Verb
çevresel etki değerlendirme raporu
environmental assessment report Noun, Environment-Ecology
çevresel etki değerlendirmesi
environmental impact assessment
çevresel etki değerlendirmesi (ÇED)
environmental impact assessment (EIA) Noun, Environment-Ecology
güç, kuvvet; etki; cebir
force
güçlü etki yaratmak
to pack a punch Verb
iyi etki bırakmayan
ineffective
politik etki gücü
political clout
reklamın etki testi
impact test
siyasi etki gücü
political clout
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir kimse, bir nesne veya durumun ... kendini hissettiren gücü, tesir
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.