exposed

English-Turkish Translation

  1. Adjective açık, açıkta, meydanda, gözönünde.
    an exposed card.
  2. Adjective korunmasız, muhafazasız, tehlikeye vb. maruz.
    These flowers should not be planted in an exposed location.
  3. Adjective, Photography çekilmiş.
    exposed film: çekilmiş film.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

be exposed
maruz bulunmak Verb
be exposed
ışık almak Verb
exposed child
ölmesi için bırakılmış çocuk
exposed people
propagandayla ulaşılabilen halk kitlesi
exposed people
tehlikeye maruz kişiler
exposed to
maruz
exposed to
açık
exposed to weather
hava şartlarının etkisine açık
exposed to wind
rüzgâra açık
auto exposed propeller shaft
açık transmisyon mili
be exposed for sale
satış amacıyla sergilenmek Verb
be exposed to
maruz kalmak Verb
be exposed to a loss
bir kayba uğramak Verb
be exposed to a loss
kayba uğramak Verb
be exposed to considerable risk
büyük riske maruz kalmak Verb
be exposed to frost
ayaz da kalmak Verb
be exposed to public contempt
halka rezil olmak Verb
be exposed to severe competition
acımasız rekabet ile karşılaşmak Verb
be exposed to severe competition
sıkıcı rekabet ile karşılaşmak Verb
be exposed to the cold for a longtime
ayaz kesmek Verb
be exposed to the full view of the crowd
kalabalığın bakışına açık olmak Verb
politically exposed person
politik nüfuz sahibi kişi Noun
English-Turkish phrases from Zargan's own database