fall in

English-Turkish Translation

  1. (a) çökmek, yıkılmak, göçmek.
    The roof fell in from the weight of the snow. (b)
    ask. diz(il)mek,
    sıraya girmek/dizmek.
    fall in, men! The captain fell the soldiers in. (c)
    fall in with ile ayni anlama gelir. (tesadüfen) tanışmak, rastgelmek, karşılaşmak, tesadüf etmek.
    On our trip we fell in with some interesting people. (d) uyuşmak, anlaşmak, uygun bulmak, muvafakat/kabul etmek.
    to fall in with someone's views. They fell in with our plans. (e) (sözleşme, kontrat vb.) sona ermek, (f) (borç) vadesi gelmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

fall in one's duty
görevleri arasında olmak Verb
fall in bank rate
banka iskonto haddinde düşüş
fall in birth rate
doğum oranında düşüş
fall in by twos
ikişer olmak Verb
fall in demand
talepte düşüş
fall in despair
yeis bürümek Verb
fall in employment
iş olanaklarının azalması
fall in esteem
gözden düşmek Verb
fall in exports
ihracatta düşüş
fall in fertility
verimlilikte düşüş
fall in for sth
bir şeyi tevarüs etmek Verb
fall in investment
yatırımda düşüş
fall in lob with sb
biriyle aynı fikirde olmak Verb
fall in love
âşık olmak Verb
fall in love
gönül vermek Verb
fall in love
gönlünü kaptırmak Verb
fall in love
sevmek Verb
fall in love
tutulmak Verb
fall in love
vurulmak Verb
fall in love
sevdalanmak Verb
fall in love with
tutulmak Verb
fall in love with
gönlünü kaptırmak Verb
fall in love with
vurulmak Verb
fall in love with
gönül vermek Verb
fall in love with (someone)
(birine) âşık olmak, gönül vermek, gönlünü kaptırmak, vurulmak,
k.d. abayı yakmak.
fall in love with sb
birine aşık olmak Verb
fall in population
nüfusta düşüş
fall in price
fiyatı düşmek Verb
fall in price
fiyat düşmek Verb
fall in prices
fiyatlarda düşüş
fall in production
üretimde düşüş
fall in profits
kârda düşüş
fall in sales
satışlarda düşüş
fall in sb's good opinion
birinin gözünden düşmek Verb
fall in step
adımlarını uydurmak Verb
fall in step
ayak uydurmak Verb
fall in stocks
stoklarda azalma
fall in the bank rate
banka iskonto haddinde düşüş
fall in the birth rate
doğum oranında düşüş
fall in the economy
ekonomide düşüş
fall in the hands of a blackmailer
şantajcı eline düşmek Verb
fall in the rate of exchange
döviz kur unda düşme
fall in the rate of exchange
döviz kurunda düşme
fall in the rates of exchange
döviz kurunda düşme
fall in value
değerinde düşüş olmak Verb
fall in value
değer ce düşmek Verb
fall in value
değerce düşmek Verb
fall in value
değer düşüşü
fall in wages
ücretlerde düşüş
fall in want
acze düşmek Verb
fall in with a ship
gemiye yanaşmak Verb
fall in with an arrangement
bir tertibi onaylamak Verb
fall in with an arrangement
ortak bir etkinlik konusunda başkalarıyla anlaşmak Verb
fall in with sb's opinion
birinin fikrine katılmak Verb
fall in with sb's view
biriyle görüş birliğine varmış olmak Verb
fall in with sb's view
birisiyle görüş birliğine varmış olmak Verb
fall in with sb's view at once
birinin görüşüne hemencecik katılmak Verb
fall in with sb's views
aynı görüşte olmak Verb
fall in with someone
bir gruba dâhil olmak Verb
fall in with someone
bir gruba katılmak Verb
fall in with someone
birine uyum sağlamak Verb
fall in with someone
bir grupla takılmak Verb
fall in with someone
birinin görüşlerini kabul etmek Verb
fall in with someone
birine uymak Verb
fall in with someone
birine katılmak Verb
fall in with sth
biriyle aynı fikirde olmak Verb
be affected by a fall in prices
fiyatların düşmesinden etkilenmek Verb
be affected by the fall in prices
fiyatların düşmesinden etkilenmek Verb
cause a fall in prices
fiyatlarda düşüşe neden olmak Verb
heavy fall in stocks
(borsa) hisse fiyatlarında büyük düşüş
to fall in disorder
(konvoy) kafilenin düzensiz duruma düşmesi
to fall in love
abayı yakmak Verb
fall behind in one's studies
derslerde geri kalmak Verb
fall down in the job
işi başaramamak Verb
fall madly in love with ...
...e sırılsıklam aşık olmak Verb
fall of in quality
kalitesi düşmek Verb
fall off in flakes
pullanmak Verb
fall off in quality
kalitesi düşmek Verb
fall passionately in love with
sevdalanmak Verb
fall short in one's duty
görevini yerine getirmemek Verb
fall within article 8 in paragraph 5
Madde 8 Paragraf 5 çerçevesi içine girmek Verb
result in the fall of the government
hükümetin düşmesiyle sonuçlanmak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database