Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
flaw
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
kusur, noksan(lık), eksiklik, sakatlık, zaaf, ayıp.
Vanity was the great flaw in his character. There's
a flaw in this cloth.
hata, adlî bir belgeyi hükümsüz kılan yanlışlık.
The flaws in this contract.
yarık, çatlak, rahne.
A flaw in the dish caused it to break.
çatla(t)mak, yar(ıl)mak, sakatla(n)mak, kusurlu/eksik göstermek.
Noun
windflaw
ile ayni anlama gelir. bora, kısa süreli şiddetli rüzgâr (ekseriya ânî yağışla beraber).
Noun
kısa süreli soğuk/sert hava.
Noun
ânî öfke/kızgınlık, tehevvür, feveran.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
(weaving or sewing) flaw
defo
grave moral flaw
şaibe
logical flaw
mantık hatası
Noun
tragic(al) flaw
trajedi kahramanının karakterindeki kusur.
flaw in a pane of glass
bir pencere camındaki çatlak
flaw in a will
vasiyetnamedeki bir eksiklik
flaw in reasoning
düşünce hatası
Noun
flaw in sb's character
birinin karakterindeki kusur
sb who possesses a major flaw in his character
şaibeli
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.