fly in

  1. Verb uçarak gelmek
kuzey yönüne uçmak Verb
bulunmaz Hint kumaşı
nadir şeyler
kelepir şeyler
uçak kullanmak Verb
uçakla uçmak Verb
kol nizamı uçmak Verb
karşı gelmek, meydan okumak, aldırmamak, tanımamak, hiçe saymak.
fly in the face of custom/convention.

fly in the face of facts: gerçeklere aldırmamak, gerçekleri inkâra kalkışmak.
fly in the face of providence: kadere karşı mücadele etmek.
(yasaları/töreleri) hiçe saymak, tanımamak, meydan okumak, kafa tutmak, (söz vb.) dinlememek, itaatsizlik etmek, karşı gelmek.
…e aykırı olmak Verb
gerçekleri kabul etmekten kaçınmak Verb
doğa kanunlarına karşı gelmek Verb
kadere karşı mücadele etmek Verb
birine karşı gelmek Verb
anlaşmaları bozmak Verb
keyfe keder veren şey, cansıkıcı/üzücü şey.
There's a fly in the ointment: Bir bit yeniği var.

He's a fly in the ointment: Mazarrat başı odur.
uçakla asker getirmek Verb
iyi bir şeyin zevkini/tadını kaçıran şey.
en ufak bir değişikliğe uğramadan olduğu gibi kalma