forgery

  1. Noun, Law sahte evrak
  2. Noun, Criminal Law sahtecilik
  3. Noun, Law evrakta sahtecilik
  4. Noun sahtekârlık, sahte imza etme, imza taklit etme.
    He was sent to jail for forgery.
  5. Noun kalpazanlık, düzmecilik, taklitçilik, hileli benzeticilik.
  6. Noun sahte (yapıt, imza, belge vb.), kalp, düzme, taklit.
    When he bought the picture he was told it was
    a Rubens, but he later found out that it was a forgery.
sahtecilik sahtekârlık teşebbüsü
sahtekârlık teşebbüsü
sahtecilik sahtekârlıktan hüküm giymek Verb
sahtekârlıktan hüküm giymek Verb
sahte senet düzenleme
(US) kalpazanlık
çek sahtekârlığı
sahtecilik sahtekârlık yapmak Verb
sahtekârlık yapmak Verb
pasaport sahtekârlığı
imzanın taklit olduğuna karar vermek Verb
sahtekârlık olduğunu ispatlamak Verb
taklit çıkmak Verb
sahtecilik sahtekârlık olduğunu ispatlamak Verb
sahtekârlık iddiasında bulunmak Verb
sahtecilik sahtekârlık suçlamasına itiraz etmek Verb
sahtekârlık suçlamasına itiraz etmek Verb
sahtekârlık sigortası Noun
(US) Br sahte çek tanzim etme
sahte senet düzenleme
kalpazanlık
sahte senet düzenleme
(US) kalpazanlık
sahte belge düzenleme
sahte pasaport düzenleme
imza taklit etme
sahte damga yapma
resmi belgede sahtecilik Noun, Criminal Law
özel belgede sahtecilik Noun, Criminal Law
(US) Br çek tahrifatı ve sahtekârlığı sigortası Noun
çek tahrif ve sahtekârlığı sigortası Noun
(US) çek tahrif ve sahtekârlığı sigortası Noun