frail

  1. (sağlıkça) narin, nahif, zayıf, çelimsiz, sıska.
    The sick woman's frail hands could hardly hold a cup. a frail child.
  2. zayıf, dayanıksız, sağlam olmayan, kolayca kırılır/bozulur, entipüften.
    That little chair looks too
    frail to take a man's weight. frail hopes. What a frail excuse!
  3. zayıf ahlâklı, kolay günah işler, kolayca baştan çıkabilir.
    frail humanity.
  4. kuruyemiş sepeti, hasır sepet.
  5. genç kadın/kız.
zayıf nahif
zayıf destek