get along

  1. (a) ilerlemek, (b) çaresini bulmak, becermek, geçinmek, idare etmek.
    He hasn't much money, but he
    gets along: Çok parası yok ama, idare ediyor (geçinip gidiyor).
    I'll get along somehow: Bir çaresini bulurum (Allah kerim). (c) başarmak, ilerletmek.
    How are you getting along with your French? Fransızca ile aran nasıl (Fransızcanı ilerletiyor musun)?
  2. (a) gitmek, ayrılmak.
    I must be getting along now. (b)
    get on/go along/go on ile ayni anlama
    gelir. ilerlemek, gelişmek, gelişme/ilerleme kaydetmek.
    How is your work getting along? It's getting along nicely, thank you. (c)
    get on ile ayni anlama gelir. (güçlüklere rağmen) devam et(tir)mek, başarmak.
    We can get along without your help. (d)
    get on ile ayni anlama gelir. (dostça) geçinmek, anlaşmak, uyuşmak.
    He doesn't get along with his brother. (e)
    get on ile ayni anlama gelir. yaşlanmak, ihtiyarlamak, yaşı ilerlemek, (f)
    get along with you! = go along with you!
    k.d. defol! git! yıkıl! haydi oradan! beni kandıramazsın! amma yaptın ha! (g)
    get along without (something): (birşey)siz de olabilmek, idare etmek, geçinmek, (bir şeye) muhtaç olmamak.
ekmeğini çıkarmak Verb
az parayla geçinmek Verb
iyi ilerleme kaydetmek Verb
biriyle iyi geçinmek Verb
bağdaşmak Verb
(a) anlaşmak, uyuşmak, geçinmek.
He can't get along with anyone : Kimse ile geçinemez. (b)
k.d.
çekilip gitmek.
It's time for me to be getting along: Gitme zamanıdır (çekilip gitmeliyim).
Get along with your work: Sen kendi işine bak!
Get along with you! Haydi oradan/haydi git/çek arabanı/haydi canım/amma yaptın ha/sana inanmıyorum.
herkesle iyi geçinmek Verb
hadi canım sen de
birisi ya da bir şey olmadan yapabilmek Verb