ginger

  1. Botany zencefil
    (Zingiber officinale).
  2. zencefil kökü.
  3. kızıl turuncu/kahverengi, zencefil rengi.
    She has a bright ginger hair.
  4. canlılık, zindelik, çeviklik, azim, şevk, gayret.
    Put some ginger into your running.
  5. zencefilli, zencefil kokulu, zencefilden yapılmış.
  6. zencefillemek, zencefil katmak/ilâve etmek.
(a) Jamaika zencefili, (b) toz zencefil (kökü) (ilâç olarak kullanılır).
yabani zencefil
(Asarum canadense). Doğu Amerikada yetişir, morumsu çiçek açar. Noun
zencefilli gazoz.
zencefilli bira.
kocabaş kaya Noun, Zoology
etkinciler grubu: bir örgütün (siyasal parti vb.) en faal grubu. Noun
zencefilli kurabiye. Noun
canlandırmak, gayret/canlılık vermek, zindeleştirmek, çevikleştirmek.
He gingered up his talk with a few jokes.
(Br) üretimi artırmak Verb