give away

English-Turkish Translation

  1. (a) hediye etmek, (b) (nikâhta) gelini güveye vermek, (c) ihbar etmek, ele vermek.
  2. (a) bağışlamak, ihsan/ikram etmek, hediye/hibe etmek, bedava dağıtmak.
    He gave away all his money
    to the poor. (b) (nikâh töreninde) gelini damada vermek.
    Mary was given away by her father. (c) teşhir etmek, maskesini indirmek, içyüzünü açıklamak, (d) (sırrı) açıklamak/ifşa etmek. açığa vurmak.
    That remark gives away his real opinion on the matter. (e) (birisini) ele vermek, ihbar etmek, (birine) ihanet etmek.
    His way of speaking English gave him away. (f) elden kaçırmak, yitirmek.
    He gave away his last chance of winning the election when he said the wrong thing.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

give away all one's money
bütün parasını bağışlamak Verb
giveaway
açıklama, açığa vurma, ifşa, istemeyerek ağzından lâf kaçırma/sırrı açıklama.
dead giveaway: apaçık
delil.
She tried to hide her feelings, but the tears in her eyes were a (dead) giveaway.
giveaway
hediye (dağıtımı): satışı/sürümü artırmak, maksadıyla veya bir malı tanıtmak için müşterilere dağıtılan çeşni.
giveaway
hediyeli radyo/TV programı: kazanan yarışmacıya hediyeler dağıtan program.
giveaway
dalavere, vicdansız muamele, bazılarını aldatarak başkalarına çıkar sağlama.
giveaway
çok ucuz, bedava, beleş.
giveaway prices: çok ucuz fiyat, âdetâ bedava.
give away a good chance
iyi bir fırsatı boşa harcamak Verb
give away a secret
bir sırrı ifşa etmek Verb
give away magazines
bedelsiz dergiler Noun
give away magazines
gelirlerini yalnızca aldıkları reklamlardan sağlayan ve okuyuculara bedelsiz dağıtılan dergiler Noun
give away the bride
kızını gelin vermek Verb
give away the prizes
ödülleri dağıtmak Verb
give something away foq
bir şeyi ücretsiz dağıtmak Verb
give the game away
gizli plânları açığa vurmak, sırrı ifşa etmek,
k.d. baklayı ağzından çıkarmak.
give the show away
(a) ağzından baklayı çıkarmak, sırrı açığa vurmak, (b) foyasını meydana çıkarmak.
English-Turkish phrases from Zargan's own database