glad

  1. Adjective memnun, mesrur, mahzuz, hoşnut.
    I'm glad you could come. I'll be glad when the exams are over.
  2. Adjective sevinçli, ferah, memnuniyet/sevinç/ferahlık veren.
    glad news of victory.
  3. Adjective sevinç(li), sevinçten ilerigelen.
    We heard her glad shout when she saw us: Bizi görünce sevinç çığlıkları attı.
  4. Adjective parlak, güzel.
  5. Adjective (bkz: gladiolus ) (1).
  6. Adjective memnun etmek.
sevinmek Verb
göz etme/kırpma, gözle işaret etme.
to get/give a glad eye: göz etmek, göz kırpmak.
el sıkma, tokalaşma, aşırı bir memnuniyetle “hoş geldiniz” deme.
bayramlık (giysi), en süslü elbise.
müjde
aynıyla mukabele etmekten memnun
Beğendiğine sevindim.
Beğendiğinize sevindim.
Hatırlattığın için teşekkür ederim.
Söylediğin için teşekkür ederim.
İyi ki söyledin.
pas vermek (argo) Verb
birisinin gittiğine sevinmek.
I'll be glad to see the back of him: Giderse sevineceğim/memnun
olacağım (Yüzünü şeytan görsün!).
göz süzmek Verb
müşerref oldum
paslaşmak (argo) Verb