grind

English-Turkish Translation

  1. bile(n)mek, taşlamak.
    to grind an ax. A man came to grind the knives and scissors.
  2. öğüt(ül)mek.
    She grinds fresh coffe beans every day. Wheat is ground into flour in a mill. Our back teeth grind food.

  3. grind down: cefa/eziyet/işkence etmek.
    The slaves were ground down by their masters.
  4. gıcırdatmak, sürtmek, sürterek parlatmak.
    Some people grind their teeth during their sleep. to grind
    one's heel into the earth.
  5. döndürmek, (sapından tutup) çevirmek.
    to grind (out music on) a hand organ.
  6. ez(il)mek, ufala(n)mak, toz haline getirmek/gelmek.
  7. göbek atmak, göbek çalkalamak. (bkz: bump ) (9).
  8. bileme, taşlama.
  9. öğütme, ezme, un/toz haline getirme, birbirine sürtme.
  10. gıcırtı, gıcırdama.
  11. meşakkatli/zor iş, ömür törpüsü, sıkıcı iş.
    He finds any kind of study a real grind. The daily grind of the housework.
  12. çok çalışan öğrenci, hafız, inek, kuş.
  13. göbek atma/çalkalama.
  14. un, toz, öğütülmüş madde.
    a grind of coffee.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

grind (one's teeth
gıcırdatmak Verb
grind away at one's studies
üniversite derslerine çok çalışmak Verb
(coffee) to grind
çekmek Verb
axe to grind
(bir işten) çıkarı olmak, menfaat gözetmek.
His interest in our venture cannot be sincere, because
I know he has an ax = axe to grind: Giriştiğimiz tehlikeli işe karşı ilgisi samimî olamaz; çünkü bir çıkarı olduğunu biliyorum.
be back at the old grind
gene can sıkıcı işine dönmek Verb
drip grind
süzmelik (kahve).
have an ax to grind
özel çıkar peşinde olmak Verb
grind away
sıkı ders çalışmak,
argo hafızlamak, ineklemek, kuşlamak.
He's grinding away for his examination.
He's grinding away at his French.
grind away (at)
kesin kararlılıkla çalışmak Verb
grind coarsely
kırmak Verb
grind coffee
kahve çekmek Verb
grind down
zulmetmek Verb
grind down
baskı yapmak Verb
grind down with taxes
aşırı vergi koymak Verb
grind for an examination
sınav için ineklemek Verb
grind house
daimi açık tiyatro
grind into
bastırmak Verb
grind into
üstüne kuvvetle basmak Verb
grind on
durmaksızın devam etmek Verb
grind on
sürüp gitmek Verb
grind on
bitmek bilmemek Verb
grind on
usandırıcı bir şekilde sürmek Verb
grind out
makine gibi üretmek/istihsal etmek.
grind out best-sellers. to grind out a few lines/popular stories.
grind show
sürekli şov
grind small
küçük iş yapmak Verb
grind someone down
usandırmak Verb
grind someone down
birini mutsuz etmek Verb
grind someone down
birini ezmek Verb
grind someone down
perişan etmek Verb
grind someone down
yıldırmak Verb
grind someone down
birine sürekli kötü davranmak Verb
grind something into something
birşeyi birşeye sürtmek Verb
grind something into something
birşeyi birşeye bastırmak Verb
grind something out
seri üretmek Verb
grind something out
makine gibi üretmek Verb
grind something to a powder to digest food
öğütmek Verb
grind the faces of the poor
fakir halkı bedava (boğazı tokluğuna) eşek gibi çalıştırmak, istismar etmek.
grind the wind
(Br) sıkıcı işte çalışmak Verb
grind through a horse collar
ilkel şaka yapmak Verb
grind to a halt
gıcırtı ile (yavaş yavaş) durmak.
English-Turkish phrases from Zargan's own database