guy

  1. adam, herif, kişi.
    He's a nice guy.
  2. acayip kılıklı adam.
  3. 5 Kasımda
    (Guy Fawkes Day) sokaklarda gezdirilip yakılan Guy Fawkes'in kocaman kuklası.
  4. lente, dengeleme halatı/teli.
  5. lentelemek, lente vurmak, lente ile tutturmak/sabitleştirmek.
  6. (bir kimse ile) alay etmek/eğlenmek, eğlence konusu yapmak, alaya almak, takılmak, matrak geçmek.
şamar oğlanı, başkasının cezasını çeken kimse. Noun
kurban: dolandırıcılık veya şaka kurbanı. Noun
enayi, kolayca aldatılan/faka bastırılan kimse. Noun
tüm suçun üstüne yüklendiği kişi
(US) şamar oğlanı
günah keçisi
iyi adam
politikada barış yanlısı
herkesin dostu
(US) iyi
efendi çocuk
usta
herifin teki Noun
adamın biri Noun
kıyak adam
(US) esaslı çocuk
ukalâ (dümbeleği), bilgiçlik taslayan kimse. Noun
5 Kasım: 1605'te Kral James I ve parlamento üyelerine suikast düzenleyen Guy Fawkes'in yakalandığı gün.
(bir kimseyi) atlatmak, sıvışmak, tüymek.

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Yuvarlak şey, top, küre
  2. bk. –gȗ