halletmek

Turkish-English Translation

  1. work
  2. solve
  3. Verb to adjudicate
  4. Verb to decompose
  5. Verb to dispose
  6. Verb to dispose of
  7. Verb to ravel out
  8. Verb to sew up
  9. Verb to untie
  10. Verb to solve
  11. Verb to find a solution for
  12. Verb to resolve
  13. Verb to put on the right trade
  14. Verb to complete
  15. Verb to finish up
  16. Verb to settle
  17. Verb (food) to dish up
  18. Verb to serve
  19. Verb to do
  20. Verb to handle
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

acele halletmek
to deal promptly with Verb
anlaşmazlığı halletmek
to resolve a disagreement Verb
başkentteki karışıklıkları halletmek
to deal with the disorders in the capital Verb
bir anlaşmazlığı halletmek
to adjust a difference Verb
bir anlaşmazlığı halletmek
to adjust a a dispute Verb
bir anlaşmazlığı halletmek
to adjust a quarrel Verb
bir anlaşmazlığı halletmek
to clear up a misunderstanding Verb
bir davayı dostça halletmek
to settle a lawsuit amicably Verb
bir davayı halletmek
to settle an issue Verb
bir davayı halletmek
to dispose case Verb
bir davayı mahkeme dışında halletmek
to arrange a case out of court Verb
bir davayı mahkeme dışında halletmek
to settle a case out of court Verb
bir davayı uzlaşma yoluyla (dostça) halletmek
to settle a lawsuit amicably Verb
bir fikir ayrılığını halletmek
to make up a difference Verb
bir güçlüğü halletmek
to deal with a difficulty Verb
bir ihtilafı halletmek
to settle an argument Verb
bir ihtilafı halletmek
to reconcile a dispute Verb
bir ihtilafı halletmek
to settle a dispute Verb
bir ihtilafı halletmek
to settle an issue Verb
bir ihtilafı halletmek
to settle a difference Verb
bir işi dostça halletmek
to settle an affair amicably Verb
bir karışıklığı halletmek
to unravel an entanglement Verb
bir konuyu tartışıp halletmek
to have it out Verb
bir meseleyi dostça halletmek
to settle a matter amicably Verb
bir meseleyi halletmek
to settle a matter Verb
bir planın uygulama güçlüklerini halletmek
to overcome the practical difficulties of a scheme Verb
bir şeyi kendi başına halletmek
to play a lone hand on sth Verb
bir şeyi kura ile halletmek
to settle something by lot Verb
bir şeyi özel olarak halletmek
to settle something privately Verb
bir şeyi tamamlayıp halletmek
to get something out of the way Verb
bir şikâyeti halletmek
to remedy a complaint Verb
bir şikâyeti halletmek
to deal with a grievance Verb
bir sorunu dostça halletmek
to adjust a matter amicably Verb
bir sorunu halletmek
to bring a matter to an issue Verb
bir sorunu halletmek
to clear up a matter Verb
bir sorunu halletmek
to iron something out Verb
bir sorunu halletmek
to dispose of an affair Verb
bir sorunu halletmek
to settle a question Verb
bir sorunu halletmek
to close a matter Verb
biriyle bir anlaşmazlığı halletmek
to have it out with sb Verb
birşeyi halletmek
to attend to something Verb
birşeyi halletmek
to see to something Verb
birşeyi halletmek
to see off something Verb
birşeyi halletmek
to smooth away something Verb
çıkmazı halletmek
to overcome a deadlock Verb
davayı halletmek
to settle a case Verb
davayı halletmek
to dispose a case Verb
fikir ayrılıklarını halletmek
to settle one's differences Verb
hakem yoluyla halletmek
to settle by arbitration Verb
iş halletmek
to settle business Verb
işi halletmek
to turn the trick Verb
işleri halletmek
to straighten affairs Verb
işlerini halletmek
to settle one's affairs Verb
kesin bir şekilde halletmek
to make a clean sweep of it Verb
likidite problemlerini halletmek
to contain one's liquidity Verb
likidite problemlerini halletmek
to contain one's liquidity problems Verb
meseleyi halletmek
to settle a matter Verb
müzakereler yoluyla halletmek
to settle by negotiations Verb
rıza ile halletmek
to settle by consent Verb
rüşvet alarak halletmek
to take care of sb Verb
sigorta talebini halletmek
to settle a claim Verb, Insurance
şikâyeti halletmek
to amend a complaint Verb
tartışarak halletmek
to thrash out Verb
ucuz veya kestirme yoldan halletmek
to cut corners Verb
üstüne giderek güç durumu halletmek
to take the bull by the horns Verb
uyuşmazlığı müzakere yoluyla halletmek
to settle a dispute by negotiation Verb
uzlaşma yoluyla halletmek
to settle by compromise Verb
askeri kuvvetle ihtilafı halletmek isteyen kimse
hawk
bir grevi halletmek için yapılan girişim
move towards settling a strike
bir sorunu halletmek için ele alma
handling of an affair
sorunu halletmek dilmiş varsaymak
to beg the question Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Çözüm yolu ... bağlamak, çözmek
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.