heart to heart

  1. yürekten
  2. samimi
  3. açık (konuşma , vb
(a) unutmamak, aklından çıkarmamak, daima hatırlamak, (b) çok etkilenmek, içine işlemek, çok üzülmek/duygulanmak.

He laid his sister's death very much to heart.
içerlemek, çok müteessir olmak.
birinin yüreğini titretmek Verb
işin esasını teşkil etmek Verb
birine çok acı vermek Verb
birinin içine işlemek Verb
kıyabilmek, içi götürmek, … derecede insafsız olmak.
How can you find it in your heart to beat that child?
bir şeyi yapmaya cesareti olmak Verb
içi götürmek Verb
esasını/sırrını çözmek/kavramak, (sorunun) ruhuna/özüne inmek.
gönül vermek, gönlünü kaptırmak, sevdalanmak, derin aşka/sevdaya düşmek.
içten, samimî, candan, açık, yürekten, kalpten kalbe, başbaşa. Adjective
bir şeyi canının istediği kadar yapmak Verb
(a) unutmamak, aklından çıkarmamak, daima hatırlamak, (b) çok etkilenmek, içine işlemek, çok üzülmek/duygulanmak.

He laid his sister's death very much to heart.
(birine) âşık olmak gönül vermek, kalbini kaptırmak.
kıyamamak, cesaret edememek, içi götürmemek, yüzü olmamak.
No one had the heart to tell him he was through as an actor.
birine kalbini açmak Verb
içlenmek Verb
bir şeyi kendine dert etmek Verb
birini coşkuyla karşılamak Verb
(a) ciddî olarak düşünmek/ilgilenmek, canla başla alâkadar olmak, (b) içine işlemek, merak etmek.
doya doya, canının istediği kadar.
doyasıya, doya doya, kana kana, canının istediği kadar.