heft

  1. ağırlık, sıklet.
    It was a rather flimsy chair, without much heft to it: Oldukça hafif bir sandalye idi.
  2. önem, etki, tesir, nüfuz.
  3. büyük kısım, gövde, ana parça.
  4. kaldırmak.
  5. tartılamak, kaldırarak ağırlığını denemek.
  6. tartmak.
  7. (bkz: haft ).

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Yedi