hen

  1. Noun dişi kuş, özellikle kümes hayvanlarının dişisi.
    a hen pheasant: dişi tavus.
    a hen sparrow: dişi serçe.
  2. Noun dişi balık/ıstakoz.
    a hen lobster: dişi ıstakoz.
  3. Noun kocakarı.
gurk
dişi beç tavuğu
fındık kekliği
(Tetrastes bonasia).
dağ tavuğu
(Tetrastes bonasia).
funda tavuğu
(Tympanuchus cupido cupido): eskiden Amerikada yaşamış ve halen nesli tükenmiş bir tür kara tavuk. Noun
kara tavuk. Noun
çok öfkeli.
Mrs. B. was mad as a wet hen when the rabbits ate her tulips.
su tavuğu
(Fulica atra). Noun
moorhen. Noun
bittern Noun
su tavuğu
(Fulica atra). Noun
su yelvesi Noun
çayır tavuğu
(Tympanuchus cupido, T. pallidicinctus): K. Amerika bozkırlarında bulunan, tüyleri
kırmızımsı kahverengi, siyah ve beyaz renklerde bir av kuşu.
kuluçka tavuk.
dişi hindi.
su tavuğu
(Gallinula chloropus). Noun
yaban ördeği
(Fulica americana). Noun
dağtomruğu, kök/dal salarak üreyen/çoğalan bitki, tomurcuklar vererek çoğalan bitki. Noun
tavuk kümesi
kadınlar toplantısı. Noun
eciş bücüş el yazısı, okunmaz yazı. Noun
eciş bücüş el yazısı, okunmaz yazı. Noun
aç tavuk kendini arpa ambarında sanır
titiz, fazla telâşlı.