hitch

  1. Verb iple bağlamak, yular takmak, (muvakkaten bir yere) bağlamak, iliştirmek.
    He hitched his horse to a
    post/to the rail of the fence. hitching post: yuların bağlandığı kazık.
    hitch on to: bir şeye bağlamak/takmak.
    Another railway carriage has been hitched on: Bir vagon daha takıldı.
  2. Verb
    hitch up: (atı) arabaya koşmak.
    We hitched up and were on our way before sunrise: Güneş
    doğmadan atları (arabaya) koşup yola koyulduk.
  3. Verb
    hitch up: çekelemek, çekiştirmek, çekmek.
    to hitch up one's trousers. He hitched his pants up.
  4. Verb sürüklemek, çekerek ilerletmek/hareket ettirmek.
    He hitched his chair nearer the fire.
  5. Verb evlendirmek, nikâhlamak.
    be/get hitched: evlenmek.
    We were hitched yesterday.
  6. Verb otostop yapmak, yoldan geçen taşıtı durdurup bedava seyahat etmek.
    She hitched a ride home.
  7. Verb topallamak, sekmek, topallayarak/seke seke yürümek.
    to hitch forward: seke seke ilerlemek.
  8. Verb bağlanmak, bir yere takılıp kalmak.
  9. Verb sıçramak, sıçrayarak ilerlemek.
  10. Noun (muvakkaten bir yere) bağlama, iliştirme.
  11. Noun düğüm, ilmek, kolayca çözülebilir muvakkat düğüm.
    He put a hitch on a rope.
  12. Noun (beklenmedik) engel, duraklama, gecikme.
    A hitch in our plan for the picnic. A technical hitch prevented
    the system from working. A hitch in the program.
  13. Noun, Military askerlik, askerlik görevi süresi.
  14. Noun çekme, çekeleme, çekiştirme, ânî çekiş.
  15. Noun topallama, aksama, sekme.
  16. Noun bağlantı parçası.
    The hitch joining the plough to the tractor is broken.
  17. Noun otostop.
çok yüksek şeyleri hedeflemek Verb
yüksek amaç edinmek Verb
yüksek bir ülküye/ gayeye bağlanmak, yüksek bir ideal peşinde koşmak.
gözü yükseklerde olmak, yüksek emeller/hayaller peşinde koşmak.
halat düğümü: kanca üzerine halatla yapılan ve çekilince sıkışan bir düğüm. Noun
kazık bağı.
arızasız geçmek Verb
dülger bağı, sade ilmik,
den. meze volta. Noun
koşum düğümü.
aksamak Verb
Magnus düğümü, yonca düğümünden bir ilmik fazlası olan düğüm. Noun
çok ilmekli düğüm.
çifte ilmik. Noun
iskota bağı.
yoma bağı. Noun
engelsiz, pürüzsüz, başarı ile, gecikmeden.
trene bir vagon bağlamak Verb
otomobile alınmak Verb
koşmak Verb
müzakerelerdeki ciddi engeller Noun