hostile

English-Turkish Translation

  1. Adjective, International Law muhasım
  2. Adjective hasmane
  3. Adjective düşmanca
  4. Adjective muhasım
  5. Adjective düşmanca, hasmane.
    hostile criticism. hostile acts. hostile looks.
  6. Adjective düşman+, hasım+.
    a hostile nation. hostile forces. hostile witness.
  7. Adjective karşıt, aleyhtar, muhalif.
    hostile to reforms.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

hostility
husumet Noun, International Law
hostility
düşmanlık Noun
hostile act
kötü niyetli hareket Noun
hostile act
düşmanca davranış
hostile act
düşmanca fiil
hostile aircraft
düşman uçağı
hostile army
düşman ordusu
hostile assistance
(devletler hukuku) hasmane himaye ve yardım
hostile attitude
düşmanca tutum
hostile crowd
düşman kalabalığı
hostile embargo
düşman gemilerine karşı tatbik olunan ambargo
hostile embargo
düşman gemilerine uygulanan ambargo
hostile environment
düşman çevre
hostile feelings
düşmanca duygular Noun
hostile fire
(sigorta) çok hasara sebep olan yangın
hostile possession
kanuna aykırı zilyetlik
hostile possession
kanunsuz zilyetlik
hostile power
düşman kuvveti
hostile press reception
basın tarafından kötü karşılanma
hostile press reception
basın tarafından kötü karşılama
hostile takeover
devralınan şirket onaylamadığı halde hisse toplayarak yapılan iktisap Management
hostile takeover
ele geçirilmesi hedeflenmiş bir şirketin yönetim kurulu ve hissedarlarınca iyi karşılanmayan satın alma girişimi
hostile takeover
şirket yöneticileri ya da hissedarların karşı çıktıkları şirketi devralma girişimi
hostile takeover
hasmane devralma Noun, Competition Law
hostile territory
düşman arazisi
hostile territory
düşman toprağı
hostile to
aleyhinde
hostile to reform
reformlara düşman
hostile UAV
hasım İHA Noun, Military
hostile witness
karşı tarafın tanığı
hostile witness
taraf tutan tanık
(international law) hostile assistance
hasmane himaye ve yardım
be hostile to sb
birine karşı düşmanca duygular beslemek Verb
bring down a hostile aircraft
bir düşman uçağını yere indirmek Verb
entertain hostile intentions regarding sb
birine düşmanca duygular beslemek Verb
give a speech a hostile reception
bir konuşmaya düşmanca tepki göstermek Verb
give sb's a hostile reception
birinin konuşmasını yuhalamak Verb
give sb's speech a hostile reception
birinin konuşmasını yuhalamak Verb
make a hostile demonstration against sb
birine karşı düşmanca davranmak Verb
refrain from hostile action
düşmanca hareketlerden kaçınmak Verb
turn the hostile forces
düşman kuvvetlerini çevirmek Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database