mirasını har vurup harman savurmak
Verb
mirastan (bir terekedeki hakkından) vazgeçmek
Verb
veraset hukuku kaideleri
Noun
mirasa ehil olabilme ehliyeti
bir mirasın dalavereyle elde edilmesi
veraset ilamı
Noun, Civil Law
veraset ve intikal vergisi
(US) mirasla geçebilen yararlanma hakkı
bir mirasın dışında bırakmak
Verb
mirasın dışında bırakmak
Verb
(US) mirastan hariç tutma
(US) mirastan beklenen haklar
birinin vârisi olmak
Verb
mirasla ilgili sorumluluk
füruun usulden tevarüs ettiği miras
çoktan türeme
Information Technology
bir mirası paylaştırmak
Verb
birine miras bırakmak
Verb
bir şeyi miras yoluyla tevarüs etmek
Verb
miras kalacağını ümit ederek ona göre davranmak
Verb
miras kalacağını bekleyerek ona göre davranmak
Verb
bir mirastan vazgeçmek
Verb
gelecekteki bir miras hakkından vazgeçme
bir mirastan feragat etmek
Verb
(Br) miras paylaştırma planı
devletin mirasçılığı
Noun, Civil Law
birine miras bırakmak
Verb
veraset ve intikal vergisi
Noun, Taxation-Customs
veraset ilamı
Noun, Civil Law
(US) veraset ve intikal vergisi muafiyeti
veraset ve intikal vergisi muafiyeti
paylaşılmadan duran miras
miras hukuku
Noun, Civil Law
kazanilmis karakterlerin kalitimi
Noun, Biology
mirasçının ödediği veraset vergisi
Noun, Taxation-Customs
(US) veraset ve intikal vergisini ödeme
(US) veraset ve intikal vergisi koyma
miras vergilendirme için kıymet takdiri
miras vergilendirme için kıymet takdiri
US ölüm nedeniyle intikal
(US) veraset ve intikal vergisinden muaf
veraset ve intikal vergisinden muaf
feraiz
Noun, Religion-Faith