kişisel çıkarlarına müdahale etmek
Verb
özel menfaatleriyle çatışmak
Verb
bir anlaşmazlığa müdahale etmek
Verb
aile kavgalarına müdahale etmek
Verb
aile kavgalarına müdahale etmek
Verb
birinin işine müdahale etmek
Verb
kendisiyle alakası olmayan şeye karışmak
Verb
karış(tır)mak, kurcalamak, müdahale etmek.
Please don't interfere in my business. Police interfered to stop the riot. Don't interfere with this machine.
engel/mani olmak, zarar vermek, zararı dokunmak, (kötü yönde) etkilemek, bozmak, altüst etmek.
Noise interferes with my work. The weather interfered with our plans. I will come on Sunday if nothing interferes.
sarkıntılık etmek.
The little girl was interfered with by her babysitter: Bakıcısı küçük kıza sarkıntılık etti.
(bir patent) başvurusuyla çatışmak
Verb
özel işe müdahale etmek
Verb
birinin çıkarlarına zarar vermek
Verb
birinin planlarını engellemek
Verb
birinin planlarına mâni olmak
Verb
birinin servetine halel getirmek
Verb
adaletin işlemesine engel olmak
Verb
adaletin normal seyrini engellemek
Verb
yerleşik hükümete saldırmak
Verb
bir kuralın uygulanmasını engellemek
Verb
eğlencenin görevi engellemesine izin vermek
Verb