Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
jar
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
kavanoz, küp, çömlek.
kavanoz/küp/çömlek dolusu.
Enough plums to make a dozen of jars of jelly.
kavanozlamak, (konserve vb. yaparak) kavanoza/küpe doldurmak.
gıcırda(t)mak, bozuk ve çatlak ses çıkart(tır)mak, âhenksiz/kulakları tırmalayıcı ses çıkart(tır)mak.
sars(ıl)mak, salla(n)mak, titre(t)mek, kötü etkilemek.
He was badly jarred by the blow. She was jarred
by this bad news. The heavy footsteps jarred my desk so that I had trouble writing.
gıcırtı, çatlak/bozuk/kulakları tırmalayıcı ses.
sarsıntı, sarsılma, sallanma, titreme, ihtizaz.
We felt a jar when the engine was coupled to the train.
The fall from his horse gave him a nasty jar
: Attan düşmek onu fena halde sarstı.
ânî/kötü etki/tesir, şok.
It was an unpleasant jar to my nerves.
That's a bit of a jar !
k.d.
Bu pek tepeden inme oldu!
uyuşmazlık, anlaşmazlık, ihtilâf, fikir/görüş ayrılığı.
Noun
dönme, dönüş.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
apothecary jar
eczacı şişesi (şimdi baharat şişesi, şekerleme vb. kavanozlarına bu ad verilmektedir).
battery jar
akü akümülatör kutusu
bell jar
çan şeklinde kavanoz.
Noun
earthenware jar
küp
family jar
aile kavgası
Noun
fruit jar
meyve konservesi
jam jar
reçel kavanozu
mason jar
konserve/reçel kavanozu, kapağı sımsıkı kapanıp hava geçirmeyen kavanoz.
measuring jar
ölçü kabı
Noun, Food-Kitchen
on the jar
yarı açık, hafif aralanmış/açık, hafifçe aralık (kapı vb.).
preserving jar
konserve kavanozu
slop jar
oturak
small glass jar
kavanoz
that's a bit of a jar
bu pek tepeden inme oldu
the fall gave him a nasty jar
düşmesi onu epeyce sarstı
jar (on) the nerves
sinirlerini bozmak
Verb
jar (on) the nerves
sinirlendirmek
Verb
jar on someone feelings
birinin sinirlerini bozmak
Verb
jar on/upon
sinirlen(dir)mek, sinirlerine dokun(dur)mak.
The way he laughs jar on me/on my ears/on my nerves.
Her manners jar on my nerves.
jar open
aralamak
Verb
jar tar
bahriyeli
jar tar
gemici
jar with
uy(uş)mamak, aykırı/zıt/muhalif olmak, ihtilâf halinde olmak, çatışmak, zıt gitmek.
His opinions jar
with mine. Try to avoid colors that jar when choosing curtains and rugs.
Canopic jar/urn/vase
(eski Mısırda) mumyalanan ölünün iç organlarının konulduğu kap.
Noun
unpleasant jar to the nerves
sinir bozucu şey
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.