jeopardy

  1. Noun tehlike, muhatara, nazik durum.
    For a moment his life was in jeopardy. His foolish behavior may put
    his whole future in jeopardy.
  2. Noun, Law (duruşması yapılan sanığın) cezaya çarpılması ihtimali, suçun sabit olması ihtimali.
(sanık) hüküm giyme (idam) tehlikesiyle karşı karşıya bulunmak Verb
yaşamı tehlikede olmak Verb
yetkili bir mahkeme ve tayin olunmuş yeminli bir jüri huzurundaki sanığın durumu
aynı suçtan ikinci defa yargılama.
aynı suç için ikinci defa yargılanmak.
kaziyei mahakeme
bir kez işlenen cezada uygulanan ilke
kaziyye-i mahkeme defisi
bir kimsenin bir iddianame ile yetkili mahkeme huzurunda muhakemeye tabi tutulması (suç iddiası ile adli
kovuşturmaya tabi tutulması
(gelir vergisi) vergilerde düşme tehlikesi olasılığı
ağır hapse mahkûm olma tehlikesi
hayatı tehlikede, idam cezası tehlikesine maruz.
aynı suçtan ikinci kez yargılanamamak