justification

  1. Noun, Law gerekçelendirme
  2. Noun sebep/delil/olay göstererek doğruluğunu kanıtlama, haklı sebep, mazeret.
    as a justification for his
    action: yaptığı harekete mazeret olarak.
  3. Noun haklı çık(ar)ma, mazur gösterme.
    He had no justification for lying: Yalan söylemesi mazur görülemez.
  4. Noun temize çıkarma, ispat.
  5. Noun, Printing sütunun sağ kenarını hizaya koyma, bütün satırları aynı uzunlukta yapma.
  6. Noun
    justification by faith ile ayni anlama gelir. yarlıgama, mağfiret, Tanrının günahları bağışlaması
gerekçesiz işten çıkarmak Verb
savunmayı
iddia edilen olayların gerçekliğine dayamak Verb
(iftira davası) savunmayı iddia edilen gerçeklerin üstüne dayandırmak Verb
gerekçesiz
yazılı mazeret
justification ile ayni anlama gelir. yarlıgama, mağfiret, Tanrının günahları bağışlaması
dokunulmazlığını ileri sürmek Verb
dokunulmazlık iddiasında bulunmak Verb