kettle of fish

  1. (halli gereken) iş, sorun, mesele.
    A pretty kettle of fish: Kötü bir iş, güç/çapraşık mesele.

    That's another kettle of fish: O da ayrı bir sorun/ O mesele bambaşka.
  2. Noun karmakarışık iş, keşmekeş, acayip/karışık durum.
    Here's a pretty/fine kettle of fish: Ayıkla pirincin
    taşını! Tut kelin perçeminden! İşler arap saçına benzedi.
  3. Noun iş, husus, madde, konu, bahis.
bambaşka bir şey olmak Verb
ayıkla şimdi pirincin taşını
O iş bambaşka! O mesele başka! O da başka bir acayip durum!
argo Bu balık başka balık!